14238,11%0,08
42,84% 0,01
50,38% 0,01
6169,96% 0,00
9986,60% -0,28
Nüfusu birçok ilden büyük olan ilçede yıllardır tek nöbetçi eczane uygulaması vatandaşın kanayan yarasıydı. Gecenin bir vakti acil servise koşan hasta yakını için eczaneye ulaşmak, tedavinin kendisinden daha zor bir sınava dönüşüyordu.
Sorunun kaynağı aslında netti:
Eczanelerin bir bölümü hastane çevresinde, bir bölümü ise ilçe merkezinde ve kenar mahallelerde, aile hekimliklerine yakın konumdaydı. Kenar semtteki bir eczane nöbetçi kaldığında, acil servisten çıkan vatandaş gecenin karanlığında kilometrelerce yol kat etmek zorunda kalıyordu. Bu yüzden yıllardır dillendirilen talep açıktı:
Biri hastane civarında, biri ilçe merkezinde olmak üzere iki nöbetçi eczane.
Bu haklı talep, nihayet Milletvekili İshak Şan’ın girişimiyle karşılık buldu ve nöbetçi eczane sayısı ikiye çıkarıldı. Kâğıt üzerinde sorun çözülmüştü. Vatandaş “geç oldu ama oldu” derken, sevinci çok kısa sürdü.
Çünkü uygulamada ortaya çıkan tablo, sorunu çözmek yerine adeta tiyatroya dönüştürdü.
Eczacılar kendi aralarında uzlaşamayınca, “iş yapamam” hesabı ağır bastı ve sonuçta iki nöbetçi eczane yan yana açıldı. Biri hastane çevresinde, diğeri ilçe merkezinde olması gereken sistem, aynı caddeye sıkıştırıldı.
Ortaya çıkan manzara şu:
– Vatandaş için değişen hiçbir şey yok.
– Acil servisten çıkan hasta yine eczaneye ulaşmakta zorlanıyor.
– “İki nöbetçi eczane var” deniyor ama fiiliyatta tek nokta, tek çile devam ediyor.
Bugün Kâhta’da yaşanan bu durum, ne sağlık hizmeti mantığıyla ne de kamu yararıyla açıklanabilir.
Bu uygulama, “çözüm ürettik” demek için üretilmiş bir göstermelik çözümdür.
Soru net:
Nöbetçi eczane sistemi eczacının ticari kaygısına göre mi, yoksa vatandaşın acil ihtiyacına göre mi düzenlenecek?
Eğer amaç gerçekten kamu hizmetiyse, yan yana nöbet değil; erişilebilir nöbet gerekir.
Aksi halde bu uygulama, Kâhta’nın değil; sağduyunun nöbeti tutulmayan bir örneği olarak kayıtlara geçer.