• BIST 100

    10358,46%0,26
  • DOLAR

    40,15% 0,22
  • EURO

    47,03% 0,08
  • GRAM ALTIN

    4336,36% 1,24
  • Ç. ALTIN

    6897,23% 0,94

Vatan Partisinden PKK Mensuplarına İlişkin Af Kanunu Önerisi

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, ''Feshedilen PKK Terör Örgütü Mensuplarına İlişkin Af Kanunu Tasarısını'' açıkladı

Politika 13.07.2025 18:20:00 0
Vatan Partisinden PKK Mensuplarına İlişkin Af Kanunu Önerisi

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Genel Sekreter Özgür Bursalı, MYK Üyesi Şule Perinçek, MKK Üyesi İbrahim Okan Özkan ve MKK Üyesi Günnur Bayburt ile birlikte 13 Temmuz 2025 pazar günü İstanbul İl Merkezi’nde Vatan Partisi’nin feshedilen PKK terör örgütü mensuplarının devletle ve toplumla bütünleşmelerine ilişkin af kanunu önerisini açıkladı.

Perinçek, şunları söyledi:

"Kanunun amacı, PKK Terör Örgütünün kendisini feshetmesi ve silah bırakma kararı alması nedeniyle örgütle bağı sona ermiş olan ve silah bırakan kurucu, yönetici, üye ve silahlı unsurlarının Türkiye Cumhuriyeti devletiyle ve Türk Milletiyle bütünleşmelerini sağlamaktır.

PKK Terör Örgütünün kendisini feshetme kararı, Millî Güvenlik Kurulu kararıyla saptandıktan ve Cumhurbaşkanı kararıyla kesinleştikten sonra hukukî geçerlik kazanır.

Bu kanun, hiçbir şekilde Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının ilk dört maddesinde yer alan devletin temeline ilişkin hükümleri, Anayasa’nın ve Siyasal Partiler Kanunu’nun Parti hukukuna ilişkin hükümlerini etkisiz kılmak amacıyla kullanılamaz.

PKK Mensubu Kavramının Tanımı

Bu Kanunda “PKK mensubu” diye anılan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, her düzeyde PKK/KCK kurucuları, yöneticileri, üyeleri, bağlı örgütsel yapılanmaların ve silahlı örgütlenmelerin bütün unsurlarında yer alanlar ve PKK’nın terör faaliyetine yardım ve yataklık yapanlardır.

Affın Kapsamı

Feshedilen PKK ile örgütsel bağı sona ermiş olan ve silah bırakan her düzeyde kurucu, yönetici, üye, silahlı unsur, yardım ve yataklık suçlarını işleyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ile vatandaşlıktan ayrılmış ve çıkarılmış olanlar, Affın kapsamındadır.

Bu kanun, feshedildiği Millî Güvenlik Kurulu kararıyla saptanmış ve Cumhurbaşkanı kararıyla kesinleşmiş olan PKK ve bağlı örgütler dışındaki örgütlerin mensuplarına uygulanamaz.

Affın Kapsamındaki Suçlar

Terörle Mücadele Kanunu’nda belirtildiği üzere terör amacıyla TCK 78, 79, 80, 81, 82, 86, 87, 94, 96, 106, 107, 108, 109, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 142, 148, 149, 151, 152, 170, 172, 173, 174, 185, 188, 199, 200, 202, 204, 210, 213, 214, 215, 223, 224, 243, 244, 265, 294, 300, 310/2, 316, 317, 318, 319. maddelerinde tanımlanmış suçlar ile 6136 Sayılı Kanun’da tanımlanan suçlar, 6831 Sayılı Orman Kanunu’nun 110. Maddesinin 4 ve 5. fıkralarında tanımlanan suçlar, Anayasa’nın 120. Maddesindeki OHAL ilanına neden olan olaylara ilişkin suçlar ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 68. Maddesinde tanımlanan suçlar, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 7 ve 8. maddelerinde tanımlanan suçları işleyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ile vatandaşlıktan ayrılmış ve çıkarılmış olan PKK mensuplarının cezaları bütün sonuçlarıyla af olunmuştur.

Aftan Yararlanmak İçin Bireysel İrade ve Süre

Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak altı ay içinde, “Türkiye Cumhuriyeti devletiyle ve Türk Milletiyle bütünleşme” talebiyle Güvenlik Makamlarına, bulundukları Ceza İnfaz Kurumuna ya da yetkili Ağır Ceza Mahkemelerine dilekçe vererek ya da sözlü olarak başvuranlar aftan yararlanır.

“Türkiye Cumhuriyeti devletiyle ve Türk Milletiyle bütünleşme” talebiyle sözlü başvuruda bulunanların beyanları tutanakla ve ilgilinin imzasıyla saptanır.

Af Hükmünün Uygulanması

PKK Terör Örgütünün feshedilmiş olduğunun Cumhurbaşkanı kararıyla Resmi Gazetede yayımlanması üzerine, altı ay içinde, “Türkiye Cumhuriyeti devletiyle ve Türk milletiyle bütünleşme” talebiyle Güvenlik ve Yargı makamlarına başvuran Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ile vatandaşlıktan ayrılmış ve çıkarılmış olan PKK mensupları hakkında,

a) başlatılmış olan soruşturma ve kovuşturmalar durdurulur;

b) verilmiş ve kesinleşmiş olan ceza mahkûmiyetine ilişkin hükümlerin infazına başlanmaz, başlanmış olanların infazı durdurulur.

Yetkili Ağır Ceza Mahkemesinin Görevi

Kanunun öngördüğü koşulları yerine getirerek af talebinde bulunanların af kapsamında bulunduklarına ilişkin hükmü vermeye yetkili yargı kurumu, bulundukları ya da teslim oldukları yerin Ağır Ceza Mahkemesidir.

Mahkeme, af talebinde bulunan PKK Terör Örgütü mensubunun kimliğini, ilgilinin beyanına göre örgütle olan ilişkisini, yine ilgilinin beyanına göre örgüt faaliyeti kapsamında işlediği suçu tutanakla saptar ve affa hükmeder.

Ağır Ceza Mahkemesinin görevi, başvuranın PKK ile bağını, örgüt faaliyeti kapsamında işlediği suçu ve başvuranın Af kapsamında bulunduğunu saptamaktan ibarettir.

Örgütün Mal Varlığının ve Silahlarının Kamulaştırılması

PKK’nın kontrolü altında bulunan bütün mal varlığı, silahlar, araç ve gereçler, suç eşyası kapsamında kamulaştırılmıştır.

PKK mensuplarının teslim ettikleri silahlar ve her türden araç ve gereç, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin veya Güvenlik Örgütlerinin envanterine kaydedilir.

Affa Uğrayanların Askerlik Durumları

Aftan yararlanan PKK mensuplarının Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olarak askerlik yükümlülükleri, ilgili kanunlara göre uygulanır.

İlgiliye askerlik hizmetine başlaması veya hizmeti tamamlaması için üç ay süre verilir.

Eğitim

Millî Eğitim Bakanlığı, aftan yararlananların Türkiye Cumhuriyeti devletiyle ve Türk Milletiyle bütünleşmeleri amacıyla eğitimleri için gerekli uygulamaları hayata geçirmekle görevlidir. Eğitim hizmeti, affa uğrayanın talebine bağlıdır.

Kayıtları silinmiş olan üniversite ve yüksekokul öğrencilerinin kayıtları, taleplerine bağlı olarak yenilenir.

İstihdam

Kamu yönetimi, aftan yararlananların Türkiye Cumhuriyeti devletiyle ve Türk milletiyle bütünleşmeleri amacıyla çalışma hayatına katılmaları ve geçimlerini sağlamaları için gerekli uygulamaları düzenlemekle görevlidir.

Bu kanunla affa uğrayanlar, Türk Silahlı Kuvvetleri, Güvenlik Örgütleri ve Yargılama erkindeki eski görevlerine alınamazlar.

Tekerrür

Aftan yararlandıktan sonra terör suçu işleyenler hakkında, tekerrür hükümleri yanında işledikleri suç için öngörülen en yüksek cezaya hükmedilir.

Bütünleşmeye Aykırı Uygulamalara Son Verilmesi

Türkiye Cumhuriyeti Devletiyle ve Türk Milletiyle bütünleşme amacına ilişkin tarihsel atılımın gereği olarak, Şeyh Sait, Seyit Rıza gibi Cumhuriyete karşı silahlı kalkışmaların başını çekmiş olanların heykel, büst ve fotoğrafları kamu yerlerinde bulundurulamaz; isimleri kamu binalarına, caddelere, meydanlara ve kamu yerlerine verilemez. Bu tür uygulamalara son verilir.

Komşu Devletlerle İşbirliği

Hükümet, bu kanunun etkin uygulaması için, feshedilen PKK Terör Örgütünün faaliyette bulunduğu, başta komşularımız Suriye, Lübnan, Irak, İran, Azerbaycan ve Rusya olmak üzere ilgili devletlerle işbirliği için gerekli düzenlemeleri ve uygulamaları hayata geçirir.

Yürürlük ve Uygulama

Bu Kanun yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer.

Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.

GEREKÇE

Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türkiye Cumhuriyeti güvenlik örgütleri,

PKK terör örgütünün hayatına son verme ve son teröristi etkisiz hale getirme görevinde tarihî bir başarı kazanmıştır. Bu tarihî başarıya, şehitlerimizin kanlarıyla ve gazilerimizin eşsiz fedakârlıklarıyla ulaşılmıştır. Türk milletinin Türküyle ve Kürdüyle birlikte yaşama kararlılığı, son kırk yılda tarihî bir sınavdan geçmiş, millet ve vatan bütünlüğünün güvencesi olarak geleceğimizi belirlemiştir.

İşte bu koşullarda PKK Lideri Abdullah Öcalan, PKK’nın tarihsel zemininin bulunmadığını ve ömrünün bittiğini ilan etmiştir. PKK Lideri, İmralı’dan 27 Şubat 2025 günü yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum” başlıklı çağrıyla, PKK Kongresi’nden “PKK’nın Feshedilmesi ve Silah Bırakması” kararı almasını istemiştir. En önemlisi, bu kararın stratejik bir amaca bağlanmış olmasıdır. Öcalan, fesih ve silah bırakma kararının “devlet ve toplumla bütünleşme” amacıyla alınması gerektiğini vurgulamaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin “Terörsüz Türkiye” başlığı altında yönettiği süreç, ifade edilen hedefin ötesinde, “Bütünleşen Türkiye” süreci olarak belirlenmelidir. Terörü ülke hayatından temizlemek, kuşkusuz önemli bir hedeftir, ancak teröre karışmış olan unsurların ve onların denetimi altında kalan vatandaşlarımızın Türkiye Cumhuriyeti Devletiyle ve Türk Milletiyle bütünleşmeleri, stratejik bir hedeftir. 19. Yüzyılın ortalarından bu yana devam eden Millî Demokratik Devrimimizin temel programının başta gelen amaçlarından biri, Türkiye topraklarında yaşayan bütün insanlarımızın Türk Milletinde bütünleşmeleridir. Bu nedenle önerilen Kanunun başlığını “Feshedilen PKK Terör Örgütü Mensuplarının Devletle ve Toplumla Bütünleşmelerine İlişkin Af Kanunu” olarak belirliyoruz.

Af Kanunu önerisinin 13. Maddesinde yer alan Şeyh Sait, Seyit Rıza gibi Cumhuriyete karşı silahlı kalkışmaların başını çekmiş olanları hatırlatan simgelerin kamu yerlerinde bulundurulmasına son verilmesine ilişkin hüküm de, Devletle ve Toplumla bütünleşme kararını paylaşmak içindir. Bu tür simgelerin kamu alanlarında bulunması, bölünmeyi, silahlı ayrılıkçılığı, Cumhuriyetimizle ve Ordumuzla hesaplaşmayı özendirmektedir. Bu simgeler Türküyle ve Kürdüyle bütün milletimizi birleştiren ve kaynaştıran amaçlara hizmet etmiyor ve ortak geleceğimize yönelik duygu ve kararlılığı güçlendirmiyor. Dönüp dolaşıp gelecek kuşakları aynı bölücü çıkmazlara yönlendirmenin Türk ve Kürt kardeşliğini değil, düşmanlığı besleyeceği açıktır. Bu bağlamda feshedilen PKK mensuplarının “Barış ve Demokrasi Grubu” adıyla silah bırakma törenini Süleymaniye’de İngiliz emperyalizmine karşı İstiklâl Savaşımızla omuz omuza savaşan Kürt Lideri Mahmut Berzenci’nin karargâhında yapması olumlu bir gelişmedir. ABD emperyalizminin ve İsrail Siyonizminin verdiği silahlar yakılırken, emperyalizme karşı silah arkadaşlığı mirası vurgulanmış oluyor.

PKK Kongresi’nin 12 Mayıs 2025 günü kamuoyuna ilan ettiği Örgütü Fesih ve Silah Bırakma Kararı ve ardından 11 Temmuz 2025 günü Süleymaniye’de düzenlenen Silah Bırakma Töreni, PKK mensuplarının “Türkiye Cumhuriyeti devletiyle ve Türk Milletiyle bütünleşmeleri” sürecinde tarihî bir başlangıçtır. Artık başta Hükümet olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bütün kurumlarının sorumluluk ve görevleri vardır. Edirne ve Muğla’dan Kars ve Hakkari’ye kadar bütün milletimizin yapacağı katkılar, sürecin kalıcı başarısı için en önemli güvencedir.

Hükümetin, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ve kamuoyunun değerlendirmesine ve kararına sunduğumuz Af Kanunu, “Türkiye Cumhuriyeti devletiyle ve Türk Milletiyle bütünleşme” iradesi ve kararında olan PKK mensuplarını kapsamaktadır. Bu kanunun özü, işte budur. Terör suçu işleyenin bu bireysel iradeye sahip olması, bu iradesini dilekçeyle ya da tutanağa geçilen beyanla ve imzayla belirtmesi, Milli Devletin güçlenmesi ve milletin birliğinin pekişmesi açısından gereklidir.

Af Kanununun yürürlüğe girmesi, PKK’nın Kendisini Feshetmesi ve Silah Bırakması kararının Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından resmen saptanmasına bağlıdır. PKK Kongresi Kararının Türkiye Cumhuriyeti Hukuku açısından geçerlik kazanması için, Millî Güvenlik Kurulu’nca saptanması öngörülmüştür. Millî Güvenlik Kurulu’nun bu yöndeki saptaması, PKK dışındaki terör örgütleri mensuplarının aftan yararlanma girişimlerini önlemek açısından da gereklidir. Anayasanın eşitlik ilkesi ve kanunların genelliği ilkesi, böylece yalnız ve yalnız Millî Güvenlik Kurulu kararıyla sınırları belirlenmiş olan PKK Terör Örgütü mensuplarını kapsayacaktır. MGK’nın kendisini feshettiğini resmen saptadığı PKK Terör Örgütü mensupları dışındaki örgütlerin yönetici ve üyelerinin Anayasa yargısı süreçlerinde Af Kapsamına alınmaları hukuken önlenmiş olacaktır.

Şimdi Türkiye Cumhuriyeti Devletinde ve Türk Milletinde Bütünleşme zamanıdır.

Türkiye’nin içine girdiği süreçte cepheleşme, PKK’nın silah bırakmasını isteyen güçler ile PKK’nın silah bırakmasını önlemek isteyen güçler arasındadır.

Silah bırakmak, ayrı bir devlet kurmak, federe devlet kurmak, özerklik ve ortak millî kültürümüz dışında ayrılıkçı kültürel çözümlerin peşine düşmek gibi ayrılıkçı amaçlardan eylemli olarak vazgeçmeyi ifade eder. Çünkü silah, ayrı devlet kurmanın öncelikli şartıdır.

PKK’nın silah bırakmasını isteyenler ile silah bırakmasını önlemek isteyen güçler arasındaki cepheleşme, aynı zamanda uluslararası düzlemdedir. PKK’nın silah bırakmasını önlemeye çalışan güçlerin başında ABD ve İsrail bulunuyor. Bu nedenle PKK’nın silah bırakmasına yönelik uygulamalar, aynı zamanda dış cephenin güçlendirilmesine hizmet eder.

Örgütle bağına son verenler ve silah bırakanlar ile terör faaliyetinde ısrar edenler arasında ayrım yapmak, Türkiye’nin güvenliği ve teröre karşı etkin sonuçlar almak açısından da gereklidir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, varolan tarihsel koşulları ve Öcalan’ın cesur çağrısını değerlendirerek, PKK’nın hayatına son vermesini ve silah bırakmasını kolaylaştıracak önlem ve uygulamaları hayata geçirmek durumundadır. Örgütle bağı sona ermiş ve silah bırakma iradesini ortaya koyan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ile vatandaşlıktan ayrılmış ve çıkarılmış olan PKK mensuplarının en ağır ve dahası ömür boyu hapislerle cezalandırılması, silah bırakma amacına hizmet etmeyeceği gibi, PKK’nın feshedilmesi ve silah bırakmasıyla hayata geçirilecek olan iç cepheyi güçlendirme hedefine, Türkiye’nin bütünleşmesine, toplumsal barışa ve ekonomik kalkınmaya da katkıda bulunmaz. Zaten kamu kurumlarının şu andaki uygulaması da, teslim olan ve silah bırakan terör örgütü mensuplarına “devletin şefkat kucağını açması” diye ifade edilmektedir. Yapılan açıklama ve yayımlanan bildiriler bu içeriktedir. Uygulamalar da böyledir.

PKK’nın Kendisini Feshetmesi ve Silah Bırakması sürecini yöneten hükümetimiz, PKK Kongresi’nin bu yöndeki kararından sonraki süreci düzenlemek için de çalışmalar yapmaktadır.

Bu bağlamda kamuoyu önünde çeşitli çözümler tartışılıyor. İnfazla ilgili yeni düzenlemeler yapılması, kamuoyunda en çok tartışılan konudur. Bu seçenek çözümü değil, çözümsüzlüğü içeriyor. Çünkü infaz indiriminin uygulanması için, öncelikle yetkili mahkemece alınmış ve kesinleşmiş bir ceza hükmünün bulunması gerekir. Silah bırakan onbinlerce Türkiye vatandaşının yargılanmasının uzun yılları alacağı düşünülürse, bu seçenek Bütünleşen Türkiye sürecini zehirlemekten başka bir amaca hizmet etmeyecektir.

Ceza Hukukumuzdaki pişmanlıkla ilgili hükümlerin uygulanması da, infaz indirimi seçeneği gibidir, neresinden bakılsa gerçekçi değildir. Bu uygulama için de silah bırakarak teslim olanların tek tek yargılanması gerekir. Dahası, pişmanlık dayatması, geçmişe ilişkindir ve kuvvetli bir direnme çağrısı içerir. Türkiye Cumhuriyeti devletiyle ve Türk Milletiyle bütünleşme amacı ise, geleceği kurmaya yönelik onurlu bir iradeyi gerekli görüyor. Öcalan’ın Çağrısında vurgulanan amaçla buluşma açısından da etkin ve değerli olan Türkiye’de Bütünleşme iradesidir.

Bu gerçekler ışığında, PKK ile örgütsel bağları sona ermiş ve silah bırakacak unsurların Pişmanlık hükümleri ve İnfaz Kanunundaki değişiklikler yoluyla beklenen sonuç alınamayacağı gibi, tarihsel fırsat da kaçırılmış olur.

PKK’nın kendisini feshetmesinin ve silah bırakmasının sonuçlarını hızla almak,

“Terörsüz Türkiye”nin de ötesinde “Bütünleşen Türkiye” hedefine bir an önce ulaşmak,

şehitlerimizin ve gazilerimizin üstün fedakârlıklarının sonucunu almak,

artık kan dökülmesine ve acılara son vermek,

ülkemizin kaynaklarını halkımızın refahına tahsis etmek,

yeni bir atılımla Üretim Odaklı Ekonomiyi kurmak,

ülkemizde barış ve kardeşliği bütün boyutlarıyla hayata geçirmek,

emperyalizmin ve siyonizmin “İkinci İsrail” planlarının kurbanı olan PKK Terör Örgütü mensuplarını “Devletle ve

Milletle” bütünleştirmek,

emperyalist tehditlerin güncelleştiği koşullarda iç ve dış cepheyi güçlendirmek için,

PKK Kongresi’nin kendisini fesih ve silah bırakma kararıyla oluşan tarihî fırsatı hızla değerlendirmenin biricik yolu,

PKK Terör Örgütü mensuplarının Devletle ve Toplumla Bütünleşmelerini amaçlayan bir Af Kanunudur.

 

Bütünleşen Türkiye amacına, tarihsel süreci ve fırsatı anlamayan, en önemlisi ABD ve İsrail tehdidi karşısında iç cepheyi güçlendirme görevinin yakıcılığını göremeyen, cesaretten yoksun tavırlarla ulaşılamaz.

Tarihte silah bırakanları ağır cezalara çarptıranların kalıcı zaferler kazandığı görülmemiştir.

Böyle tarihsel büyük işler, kin, intikam, kan davası gibi sıradan duygularla ve dar görüşlülükle başarılamaz. Önümüzde ancak öncü hassasiyetle ve stratejik duruşla çözülecek zorlu bir iş bulunuyor. Hazreti Muhammed ve Mustafa Kemal Atatürk gibi büyük devrim önderleri, devlete ve topluma katılanları devletin şefkatli kucağıyla karşılamışlardır.

Kurtuluş Savaşı’nın en kritik koşullarında Ankara’daki Devrimci Hükümet Koçgiri İsyanından sonra, 1921 yılı Ekim ayında üst üste iki af çıkardı. İsyancıların şehit ettiği Mehmetçiklerin topraktaki kanları henüz kurumadığı koşullarda, Mustafa Kemal Paşa’nın önderlik ettiği hükümet, Koçgiri isyancılarını affeden kanun tekliflerini Meclis’e sundu. Sakarya Savaşı henüz yapılmıştı. Düşman ordularını Akdeniz’e dökmek için Doğu Anadolu’nun güven altına alınması gerekiyordu. Af Kanunu’nun gerekçesinde Dersim ahalisini kazanmak, iç cepheyi sağlamlaştırmak, Doğudaki birtakım haksızlıklara karşı devletin kararlılığını göstermek gibi nedenler belirtilmişti. Konu BMM gizli celsesinde özgür bir şekilde tartışıldı. (TBMM Gizli Celse Zabıtları, c.II, sayfa: 248 vd. Bkz. Doğu Perinçek, Kemalist Devrim-4 Kurtuluş Savaşında Kürt Politikası, Geliştirilmiş 5. Basım, s. 471 vd.) Koçgiri isyancılarını affeden kanun cesaretle çıkarıldı ve uygulandı. Böylece Doğu Cephesi güven altına alınarak Türk ordusunun Batı Cephesine yüklenmesi sağlandı.

Yine Kurtuluş Savaşımızda Sakarya Savaşı ile Büyük Taarruz arasındaki 11 aylık dönemde çok sayıda Af Kanunu çıkartılarak en ağır suçlular affedilmiştir.

Kurtuluş Savaşı’ndan sonra çıkarılan Af Kanunu da önemli bir örnektir. Savaştaki onca ihaneti ve Türk Ordusuna karşı işlenen suçlara rağmen suçlular affedilmiştir. Yalnızca 150 suçlu hakkında yurtdışına çıkarılma cezası uygulanmıştır.

Bugün PKK’nın Kendisini Feshetme ve Silah Bırakma Kararı almasından sonra çıkarılacak af, örgütüyle bağına son vermiş olan ve silah bırakan PKK mensuplarıyla sınırlı olmalıdır.

Çeşitli adlî suç işleyenlerin affı, ayrı bir konudur, bu kanunun dışında ayrıca değerlendirilmelidir.

Bu hukukî düzenlemenin Kanun Hükmünde Kararname yoluyla değil, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yasama faaliyeti kapsamında kanun yoluyla yapılması önemlidir. Böylece Türkiyemizin bağımsız, güvenli ve güçlü geleceğinin belirlenmesinde en geniş güçlerin katılımı sağlanmış olacaktır."

 

 

Haber Kaynak : KOMHA

Kahta'da Yaz Şenlikleri Yoğun İlgi İle Başladı

Özgür Özel: Bir şehrin belediye başkanının ayağına kelepçe takmak akıl tutulması

Başkan Erdoğan: Ülkemizin önünde yeni bir dönemin kapıları aralanıyor

Vatan Partisinden PKK Mensuplarına İlişkin Af Kanunu Önerisi

Özgür Özel, Tutdere’yi Ziyaret Etti

Konteynerler kaldırılıyor

Resmi Gazetede yayınlandı: Proje okulları artık ikiye ayrıldı

Güneydoğu Anadolu kavrulacak

MEB’den LGS açıklaması: İddialar asılsız,suç duyurusunda bulunduk

Buldan: Yanlış anlaşılmasın, bu siyasi bir ittifak değil, sürece dair ortaklaşmadır

Erdoğan'ın tarihi konuşmasında gözyaşları sel oldu

Halk ekmek fırını yapımında sona yaklaşıldı

Yapıcıoğlu: 'Düşmanlaştırma kaybetti, kardeşlik kazanacak'

Sülüklü Göl kuruma noktasına geldi

Adıyaman'da geniş katılımlı aşure etkinliği

Hayvan Pazarı ve Kesimhane projesinde sona gelindi

Deprem şehri Adıyaman'dan büyük başarı

Başkan Erdoğan: AK Parti, MHP, DEM olarak beraber yürümeye karar verdik

Milletvekili Şan: Barış, Kardeşlik ve Huzur Dönemi Başlıyor

Konya'da feci kaza: 3 kişi öldü, 3 kişi de yaralandı

Hakan Fidan: 'Teyakkuzda kalmaya devam edeceğiz'

Prof. Dr. Nevzat Tarhan'dan “Tıbbi Kenevir Yasası”na karşı önemli uyarı!

CHP'nin Adayı Ufuk Bayır

Bakan Yerlikaya: Artık silah değil, söz konuşacak

Adıyaman’da film gibi narkotik operasyonu

Seyir Halindeki Kurtarıcı Alev Alev Yandı

Sadıkoğlu: Nefes kredisinde limit artırılmalı, faiz oranı düşürülmeli

Erdoğan: Atılan önemli adımın hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Engelli depremzedelere 41 akülü tekerlekli sandalye dağıtıldı

Özel: Terörün ilelebet son bulması ortak irademizdir

Yükleniyor

TFF 3. Lig Grupları Belirlendi

Adıyamanlı Sporcu Şampiyonadan çifte madalya ile döndü

DBB Erkek Futbol Takımı, Bölgesel Amatör Ligi’ne yükseldi

Öğretmenler kupa için ter döktü

A Millî Takım'da Meksika Mesaisi Başladı

DBB Erkek Futbol Takımı liderliğini sürdürüyor

UEFA Ligi,unutulmaz finale sahne olmaya hazırlanıyor

Van Spor, 1. Ligde

Şanlıurfa Pickleball Turnuvası ev sahipliği yapıyor

TFF Elazığspor’u 3-0 hükmen mağlup saydı

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 36 30 1 5 60 95
2.Fenerbahçe 36 26 4 6 51 84
3.Samsunspor 36 19 10 7 14 64
4.Beşiktaş 36 17 8 11 23 62
5.İstanbul Başakşehir 36 16 14 6 4 54
6.Eyüpspor 36 15 13 8 5 53
7.Trabzonspor 36 13 11 12 13 51
8.Göztepe 36 13 12 11 9 50
9.Rizespor 36 15 17 4 -6 49
10.Kasımpaşa 36 11 11 14 -1 47
11.Konyaspor 36 13 16 7 -5 46
12.Alanyaspor 36 12 15 9 -7 45
13.Kayserispor 36 11 13 12 -12 45
14.Gazişehir Gaziantep 36 12 15 9 -5 45
15.Antalyaspor 36 12 16 8 -25 44
16.Bodrum FK 36 9 17 10 -17 37
17.Sivasspor 36 9 19 8 -16 35
18.Hatayspor 36 6 22 8 -27 26
19.Adana Demirspor 36 3 28 5 -58 2