Tek Enerji Yönetim Kurulu Başkan Vekili Erdal Erdoğan, Herkes Duysun’a yaptığı açıklamada, güneş enerjisinin avantajlarını ve Türkiye’nin enerji hedeflerini değerlendirdi. Erdoğan, kapasite sınırlarının kaldırılmasıyla Türkiye’nin büyük bir enerji devrimine hazırlandığını vurguladı.
GÜNEŞ ENERJİSİ: ÖMÜR BOYU KAZANÇ
Güneş enerjisi sistemlerinin meskenlerde 6 yıl, ticarethanelerde 3 yılda kendini amorti ettiğini belirten Erdoğan, “Güneş enerjisi, düşük kurulum ve bakım maliyetleriyle diğer kaynaklara göre daha avantajlı. Uzun süre çalışabilen sistemler, yenilenebilir enerjinin devamlılığını sağlıyor” dedi.
Vatandaşlara güneş enerjisi sistemleri kurma tavsiyesinde bulunan Erdoğan, bu sistemlerin ömür boyu kazanç sunduğunu ifade etti.
“ZİRVEYİ HEDEFLİYORUZ”
Türkiye’nin enerji sektöründe büyük bir taleple karşı karşıya olduğunu belirten Erdal Erdoğan, Avrupa’daki santrallerin cazibesi nedeniyle yatırımların yurtdışına kaydığını, ancak Türkiye’ye daha fazla yatırım çekilmesi gerektiğini söyledi.
Şu anda enerjide aşırı bir talep olduğunu kaydeden Erdoğan, "Bu nedenle çalışmalar başladı. Yer altına çekilen enerji nakil hatları yenilenmeye başladı. İnşallah yatırımlarla beraber beş sene içerisinde zirveye ulaşacağımıza inanıyorum" dedi.
KAPASİTE SORUNU VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Güneş enerjisi yatırımlarının sektöre ivme kazandırdığını belirten Erdoğan, kapasite sorununun çözülmesi gerektiğini vurguladı.
“Mobiliyum projemizi yap-işlet-devret modeliyle tamamladık, çevre illerde de girişimlerimiz sürüyor" diyen Erdoğan, kapasite sorununun sektörü sınırladığını söyledi.
Enerji maliyetlerinin düşürülmesi ve kapasite sınırlarının kaldırılmasının, ihracatı artırarak rekabet gücünü yükselteceğini ifade eden Erdoğan, “Kapasite artışı, sektörün gelişimi ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerimiz için şart” diye konuştu.
Türkiye’nin güneş enerjisi potansiyelinin kapasite kısıtlamalarının kaldırılmasıyla çok daha yüksek seviyelere ulaşacağına inandıklarını belirten Erdoğan, bu adımların hızla hayata geçirilmesini beklediklerini sözlerine ekledi.
