10605,60%0,18
41,29% 0,06
48,37% 0,16
4807,44% -0,48
7824,20% -0,51
AK Parti 24. 25. ve 26. dönem milletvekili, Demokrasi ve Birlik Vakfı Genel Başkanı Mehmet Metiner, Kâhta’da Dem-Bir-Der Şube Başkanı İrfan Çetinkaya’nın ev sahipliğinde ve dernek yöneticilerinin katılımında düzenlenen toplantıda, ülke ve dünya gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulunarak basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Konuşmasına Kâhta Belediyesine gerçekleştirdiği ziyaret ile başlayan Metiner, konuşmasında şunları kaydetti:
“Bugün Belediye Başkanımızı ziyaret ettim. İlçemizde yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi. Tabi Kâhta’nın uzun yılardır birikmiş önemli sorunları var. Belediye Başkanımız Kâhta’mız için büyük bir şans. Şehirciliği biliyor, Belediyeciliği biliyor. Çok iyi niyetli ve sorunları çözmenin çabası içerisinde. Kâhta Belediye başkanlığı yapmak çok zor siyaseti ve hizmeti dengelemek kolay değil. Başkanımız bunu yapmaya çalışıyor. ”dedi.
Eski çarşı projesine ilişkin ise Metiner,”Eski çarşı projemizi gördüm. Muhteşem bir projeydi. Ben belediye başkanı olsaydım asla o projeyi iptal ettirmezdim. Başkanımız projenin hayat geçirilmesi için çok direndi. Ancak küçük bir gurup basıt hesaplarla bu projeye engel oldu. O proje hayata geçseydi Kâhta bir cazibe merkezine kavuşacaktı. Yazık oldu.”
Basın mensuplarının AK Parti’nin neresinde? Dem Bir Der’in faaliyetlerine ilişkin sorusuna Mehmet Metiner,”Mehmet Metiner Partinin her yerindedir. Kılcal damarlarındadır. Biz AK Parti’yi sadece siyasal bir parti olarak görmüyoruz başkaları gibi. Sayın Cumhurbaşkanımız var olduğu sürece AK Partiliyiz. Birilerine rağmen de AK Partiliyim. Şerefimle 3 dönem milletvekilliği yaptım, hiçbir beklentim yok. AK Partinin üyesiyim, Büyük Kongre Delegesiyim. Partim bir şey yaptığında bir fikrim varsa partimi incitmeden düşüncelerimle yol gösteren bir insanım. Partim, Cumhurbaşkanım bir karar verdiğinde sonuna kadar kararın arkasında dururum.”
İsrail Türkiye için bir tehdit midir sorusuna ise Metiner,”İsrail ve İsrail’in arakasındaki güç odakları Türkiye için büyük bir tehdittir. Buna Trump dahil ABD’nin başını çektiği İsrail arakasındaki güç odakları dahil. Süreci bozmaya yönelik Suriye sahasında Türkiye’ye büyük bir tuzak kuruluyor. Çünkü bu süreç başarıyla tamamlandığında Suriye’de Türk, Kürt, Arap ittifakı adına güçlü bir denklemi oluşacak. Türkiye’nin içinden bir akıl ve Yeni Suriye Devletinin yanlış biçimlendirilmesini sağlayan bir akıl bu tuzağın oluşmasında önemli rol oynuyor.”
“Suriye bir tek Araplardan müteşekkil bir Cumhuriyet değildir”
Konuşmasında Yeni Suriye Devletinin yanlış biçimlendirildiğini söyleyen Metiner,” Suriye farklı biçimlenebilirdi. Her kesin Suriye’sini oluşturmak yerine Suriye’yi ele geçiren bir grubun Suriye’si oluşturmaya yöneldiğinizden itibaren Suriye’nin diğer kurucu aktörlerini dışarıda bıraktığınızda Suriye’nin içerisini müdahale etmek isteyenleri değirmenine su taşımış olursunuz. Ben Şara’nın yerinde olsaydım sadece HTŞ ve HTŞ ile birlikte hareket eden örgütlerden müteşekkil bir merkezi yönetim oluşturmazdım. Nuseyrilerden, Dürzilerden, Kürtlerden, Türkmenlerden oluşan demokratik bir vitrin oluştururdum. O zaman Suriye herkesin Suriye’si olurdu. Bunu yapmadığınız zaman bütünlüğü sağlayamazsınız. Şuan kanlı bir iç savaşın yaşandığı bir Suriye var. Büyük güvensizlikler var. Bu güvensizlikleri giderecek siyasi bir mimari oluşturmak yerine siz bu güvensizliği çoğaltacak bir tek yanlı bir yapı oluştursanız olmaz. Suriye Cumhuriyeti kurmak yerine Suriye Arap Cumhuriyeti şeklinde bir yapı oluştursanız olmaz. Suriye bir tek Araplardan müteşekkil bir Cumhuriyet değildir.Suriye farklı konumlandırılmış olsaydı bugün İsrail’im müdahalesine açık bir Suriye ortaya çıkmazdı.
“SDG’yi düşmanlaştıran bir dilin İsrail’in işine yarayacağını inananlardanım”
PKK kendisini fesih ederken, silahları bırakmaya çalışırken SDG’yi düşmanlaştıran bir dilin İsrail’in işine yarayacağına inananlardanım. Şimdi birileri hükümetimize, devletimize SDG’nin üzerine asker göndermemizi salıklıyor. Peki, tut ki öyle oldu. Ne olur? Yazık günah değil mi? 41 yıllık kanlı bir tecrübemiz var. Zaten bu silahla çözülmüş olsaydı Türkiye’de bunu çözerdik. Suriye’de askeri seçeneği talep etmek tam da İsrail düşürmek istediği tuzak anlamına gelir. Başından beri hep şunu söyledim; Türkiye’de yapılması gereken şey bellidir. Hiç uzatmaya gerek yok. Dağı boşaltacaksınız. Silahını bırakıp gelenlere seçenek sunacaksınız. Diyeceksiniz ki silah yerine siyaseti, ölüm yerine hayatı ikame ediyoruz. Buyrun evinize dönün diyeceksiniz. Kucaklaşacağız, affedeceğiz biri birimizi.”
“Ben gitmem demek ne demek yani. Anlamıyorum”
İsim vermeden HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun “Öcalan ile Görüşmeyiz” açıklamasına göndermede bulunan Metiner,”Öcalan’la Kürtlerin geleceği konuşulmuyor. Öcalan Kürtlerin temsilcisi değil. Silahların bırakılması süreci konuşuluyor. Silahları bırakıp gelecek insanların yasal, hukuki statüsü konuşuluyor. Silahı bırakıp ta nereye gidecek! Nasıl gelecek! Ne sürede gelecek! Dağı nasıl boşaltacağız! Ceza alıp ta yurtdışına çıkmış insanlar durumu ne olacak! Bunlar konuşuluyor. Komisyonun görevi bu. Ama birileri diyor ki PKK Kürtlerin temsilcisi değil. Ben gitmem… Ya sen gitme. Ama senin ülken senden büyüktür. Geçmişteki kan davasını gütmenin ve intikam duygularını harekete geçirmenin bir manası yok. Ben gitmem demek ne demek yani. Anlamıyorum. Hem sürecin arakasındayım diyorsun. Başarılı olunması gerektiğine inandığını söylüyorsun hem de Öcalan’la görüşülmesinden yana değilim diyorsun. Peki, kim çözecek bu sorunu? Öcalan bir talimatla örgütünü fesih etti, elindeki silahları bıraktırdı. Senin gidip kendisi ile görüşmende ne sakıncası var? Bahçeli gibi Milliyetçilikle özdeşleşmiş biri Öcalan gelsin mecliste konuşsun diyecek kadar cesaret gösteriyor, bazı arkadaşlarımız bazı dostlarımız hem süreç başarılı olsun diyor, hem de komisyonun Öcalan’la görüşmesinden yana değiliz diyorlar. Böyle olmaz ki! .“
“Hedefimiz Türk-Kürt ittifakını kendi çatımız altında buluşturmak”
Konuşmasının sonunda Dem- Bir- Der ‘in faaliyetlerine ilişkin açıklamasında ise şunları kaydetti,” Derneğimiz bu sorun çözülsün diye kurulmuş bir dernektir. Hedefimiz Türk-Kürt ittifakını kendi çatımız altında buluşturmak. Her kesi için demokrasi isteyen bir derneğiz. Bu ilke için birlikten yanayız.Farklılıkları inkâr eden değil,farklıkları eşitlik kabul eden bir anlayış üzerinden yükselen bir derneğiz. Büyük millet tasavvurumuz bu. Bu ülke için birlikten yanayız.Bu ülke için demokrasiden yanayız.Her kes için koşulsuz,amasız, lakinsiz bir özgürlükten yanayız.Her kes temel hak ve özgürlüklerde eşit olacak.Bizde dernek olarak bu sürece katkı sağlamaya çalışıyoruz ”diye konuştu.