10894,82%0,35
42,45% 0,08
49,11% -0,03
5676,65% 0,74
9239,06% -0,18
METİNER’DEN SDG DEĞERLENDİRMESİ: “TEHDİT ALGISI DEĞİŞİYOR, YENİ DÖNEMİN ANAHTARI TÜRK–KÜRT İTTİFAKI”
AK Parti’nin 24., 25. ve 26. dönem milletvekillerinden ve DEM-BİR-DER Genel Başkanı Mehmet Metiner, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı kapsamlı değerlendirmede, SDG Türkiye için tehdit midir?” sorusunu masaya yatırdı. Metiner, geçmişte PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak görülen SDG’nin, bölgedeki yeni siyasal denklemin şekillenmesiyle birlikte farklı bir konuma evrilebileceğini ifade etti.
“SDG dün tehditti, bugün denklem değişiyor”
Metiner, SDG’nin geçmişte Türkiye için ciddi bir güvenlik riski oluşturduğunu ancak sürecin değişmesiyle yeni bir döneme girildiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“SDG dün Türkiye için tehditti çünkü PKK’nın Suriye’deki öteki adıydı. Ancak süreçle birlikte denklem değişmeye başladı. PKK, Öcalan’ın yeni paradigması temelinde tehdit olmaktan çıkarsa SDG de tehdit olmaktan çıkar.”
Metiner’e göre SDG, bölgede sürdürülen yeni siyasi sürecin doğrudan bir parçası ve bu yapı, doğru bir entegrasyon modeli ile Türkiye açısından bir yük değil, bir bölgesel güç çarpanı haline gelebilir.
“PKK’nın silahsızlanması ve demokratik entegrasyon, SDG’nin de dönüşümünü tetikleyecek”
Metiner, PKK’nın tamamen silahsızlanması ve demokratik bir zeminde toplumla bütünleşmesinin, hem Türkiye içi hem de Suriye sahasında yeni bir dönemin başlangıcı olacağını savunuyor:
“PKK’nın kendini feshedip silahlarını yakması, gönüllülük temelindeki demokratik entegrasyonla tamamlandığında SDG de tehdit unsuru olmaktan çıkacaktır.”
Bu dönüşümün, SDG’nin adil ve onurlu bir barış çerçevesinde Şam yönetimine entegrasyonu ve yerinden yönetim modelinin benimsenmesiyle mümkün olacağını ifade eden Metiner, bu senaryoda SDG’nin “Türkiye ile bütünleşik bir güce dönüşeceğini” vurguladı.
“Bölgesel denklemin kilidi: Türk–Kürt ittifakı”
Metiner, Türkiye’nin hem kendi içinde hem de Suriye sahasında güçlü bir ittifak kurabileceğini belirterek şu tespiti yaptı:
“Türkiye’nin bölgedeki asıl gücünü Türk–Kürt ittifakı oluşturacaktır. Bu ittifak sürekli bir tehdit ve güvenlik paranoyasına sıkıştırılarak inşa edilemez.”
Ona göre Türkiye, terör ve güvenlik merkezli dar bakış açısından çıkarak, daha geniş bir siyasal akılla bölgeyi yeniden tanzim eden kurucu güç rolünü üstlenmeli.
“SDG tehdidi söylemi, büyük ittifak projesine sabotajdır”
Metiner, SDG’nin sürekli bir tehdit olarak gösterilmesinin, Türkiye’nin içeride ve dışarıda kurmak istediği büyük ittifak mimarisine karşı yürütülen bir sabotaj olduğunu savundu:
“SDG tehdidi pompalanarak büyük ittifak projemiz sabote edilmek isteniyor. Öcalan’ın SDG üzerindeki dönüştürücü rolünü ortadan kaldırmak için Türkiye yanlış politikalara yönlendiriliyor.”
Türkiye’nin bu oyunu bozacağını belirten Metiner, İmralı’da yapılan görüşmelerin Suriye sahasında da olumlu etkiler yaratacağınıdile getiriyor.
“Az kaldı: Tehdit yerini kazanıma bırakacak”
Mehmet Metiner, sürecin başarıyla ilerlemesi halinde SDG’nin Türkiye için bir tehdit değil, tam tersine bir jeopolitik kazanım haline geleceğini ifade ederek değerlendirmesini şöyle tamamlıyor:
“Süreç başarıyla tamamlansın, o zaman göreceğiz ki bugün ‘tehdit’ denilen şey yarın ‘kazanım’ olacaktır. Oyun bozucu akıllar kaybedecek.
Az kaldı. Bilgelikle ve cesaretle devam.”
Metiner’in analizi, Türkiye’nin Suriye politikası, PKK’nın geleceği ve Türk–Kürt ilişkileri bağlamında tartışılmaya devam ediyor.