Bekaî, Siyonist rejimin son iki gün içinde işlediği benzeri görülmemiş suçlara dikkat çekti. Bir doktorun ailesinden dokuz kişinin katledilmesi ve Gazze kent merkezindeki “Fehmi el-Cercavi” okuluna düzenlenen saldırıda 50’den fazla masum Filistinlinin şehit edilmesi olaylarını örnek göstererek, yerlerinden edilmiş Filistinlilerin kamplarına ve toplandığı bölgelere yönelik saldırıların açık birer savaş suçu ve Filistin halkına karşı yürütülen sömürgeci soykırım planının bir parçası olduğunu vurguladı.
Bekaî, uluslararası toplumun etkisizliği ve sessizliğinin gölgesinde Siyonist rejimin suçlarının yoğunluk ve şiddet açısından her geçen gün arttığını belirterek “Bu rejim vahşette ve uluslararası normları açık şekilde ihlal etmede hiçbir sınır tanımıyor. Bu durum, mazlum Filistin halkını korumak için uluslararası toplumun acil ve kararlı bir şekilde harekete geçme sorumluluğunu iki katına çıkarıyor” dedi.
Dışişleri Sözcüsü, Batı Şeria ve Kudüs’teki radikal Siyonistlerin suçlarına da değinerek, rejim yetkililerinin Mescid-i Aksa’nın kutsal alanına saygısızca girmesi, yerleşimcilerin Brokin köyüne saldırarak Filistinlilerin mallarını ateşe vermesi gibi eylemleri şiddetle kınadı.
Bekaî “Tüm ülkelerin ve uluslararası kuruluşların yasal ve ahlaki sorumluluğu, Siyonist rejimin suçlarını durdurmak için harekete geçmek ve insan katliamlarının, ev yıkımlarının ve toprak işgallerinin sıradanlaştırılmasına izin vermemektir” dedi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü ABD, İngiltere ve bazı Avrupa ülkeleri başta olmak üzere, Siyonist rejimi destekleyen ülkelerin bu suçlardaki doğrudan sorumluluğuna dikkat çekerek, bu ülkelerin rejim yetkililerinin yargılanmasını engellemek için Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Uluslararası Adalet Divanı önündeki süreçleri aleni veya gizli biçimde sabote ettiğini ifade etti. Bu tutumun, Siyonist rejim yetkililerinin cezasız kalmasının temel nedeni olduğunu vurgulayan Bekai, söz konusu ülkelerin Gazze'deki soykırımın devamında suç ortaklığı yaptıkları için hesap vermeleri gerektiğini belirtti.
