BARIŞI YÜREĞİNDE,YÜREĞİNİ ELİNDE TAŞIYARAK VEDA ETTİ

Güzel insan Sırrı Süreyya…

Su testisi misali,su testisi su yolunda kırıldı.

Allah rahmet eylesin,Mekanı cennet olsun.

Sırrı Süreyya’nın hastalığında ve vefatında ülkemiz de ki ! tüm siyasi düşünce erkleri belki de ilk defa bu kadar net kararlıkla bir konuda birleşerek büyük bir birliktelik ortaya koydular.

Bu sahiplenmenin asıl sebebine bakmamız gerekir.

Sırrı Süreya’nın  bu kadar sevilmesi;birincisi şahsına münhasır insanlığı,kişiliği,doğallığı ikincisi ise insanların onun üzerinden Barışa olan özlemini dile getirmesidir.

İnsanlar yüksek sesle dile getiremediği Barış isteğini Sırrı Süreyya Önder’e sevgi duyarak dile getirmeye çalıştılar.
Onun şahsı üzerinden ülkemizde herkes tarafından bir Barış iklimi isteniyor.

Toplumdaki  bu hassasiyet umutlanmamız için bir fırsat oldu.

Sırrı Süreyya kalbinin yüzde yirmisi çalışırken bile bu yola baş koyduysa bizlerin gövdemizi koymamız gerekmez mi ?

Sevgili Türkler,sevgili Kürtler coğrafyamızda cereyan eden savaşlara karşı iç barışımızı sağlamak zorundayız.

Sırrı Süreyya Önder vefat etti.
Barış için,kalıcı kardeşlik için yeni Kahramanlara yeni Sırrı Süreyya Önder’lere ihtiyaç var.

Gelin hep birlikte Sırrı beyin avucunda kalan Barış özlemini çocuklarımıza aktarmadan hep birlikte bitirelim.

Ülkemizin her köşesinde barış güvercinleri uçuralım.

Rahmetli bir programda ben Türküm ama bu mesele çözülene kadar Kürdüm demişti.

Çok zor değil oluyormuş kısa bir süreliğine Türkler Kürdüm ,Kürtler de Türküm diyebilme erdemliğini gösterebilir.

Sağlam bir empati güçlü bir sevgi bağı ile bu ülkede kardeşçe yaşama kültürünü hayata geçirme imkanı var.

Gelin hep birlikte güçlü Türkiye olalım.

Bu memleket hepimizin,hiç kimse bu ülkeyi diğerinden fazla seviyorum deme lüksüne girmesin.

Herkes bu memleketi çok seviyor.

Bu ortamı fırsat bilerek radikal düşünce sahiplerine esir düşmeden halkımızın arzu ettiği birlikteliği sağlayalım.
Onlara kanmayalım,onlar menfaatleri için kardeşliğimize kast ettiklerini bilmiyorlar…

İzmir’de Türk milliyetçisi olmak ya da Diyarbakır’da Kürt milliyetçisi olmak marifet değildir.

Marifet İzmir’de Kürt olmak Diyarbakır’da ise Türk olabilmektir.

Marifet, İzmir de Kürdü kardeş görmek
Diyarbakır’da Türk’ü kardeş bilmektir.

Daha da önemlisi  yurdun her köşesinde kardeş olabilmektir.

Sayın Sırrı Süreyya Önder imralı’dan son dönüşünde hastalığının ciddiyetinin bilinci ile ‘’ Yüreğimiz elimizde barış için geziyoruz” demişti.

Aynı konuşmada ,önümüzde büyük bir fırsat var,şu an iki tarafta geniş yelpazede ciddi mesafe aldık.

Şayet biz iki taraf bu meseleyi aramızda çözemezsek sonra yetmiş iki taraf katılır ve kardeşliğimize zarar veriler.

Çok doğru aynen katılıyorum biz bizimle  Barışmak zorundayız,biz bizimle barışmaya mecburuz.

Bunun için çok cesaretli olmaya gerek yok.

Sırrı Süreyya Önder’in birleştirici espritüel ve barışçıl dilini kullanmamız yeterlidir.

Belki de bu güzel dil ,Haber Türk’de Mehmet Akif’in programında kendisinin söylediği bir cümle vardı.
Her şer görünende bir hayır vardır demişti.
Evet sevgili Sırrı Süreyya Önder
Şer ölümün ise hayrı da  bu memleketin Barışı olsun dilerim.

Dünya bir penceredir,herkes bakıp geçecektir.
Sırrı Süreyya’da barışa yaptığı katkı nedeniyle hayatı anlamlandırarak geçti.
Ölümünden sonra AKM’ de yapılan törende kızı çok güzel bir mektup okudu ama en güzel söz kendisine atfen verilen bir sözdü.
Söz çok hoşuma gitti.
‘’ sana söz veriyoruz,Fırat suyunu Marmara suyu ile birleştireceğiz’’
Gerçekten anlamlı bir söz verildi.

Bizim de bu Barış serüveninde bir sözümüz olsun.
Yaşar Kemal’in,Ahmet Kaya’nın ve Sırrı Süreyya Önder’in çok isteyipte göremediği barış hepimizin boynunun  borcu olsun.

Mekanın kalbin kadar güzel ve geniş olsun.

Güler yüzün ülkemizin gülen yüzüne evrilsin.

Sağlıcakla Kalın….