11007,37%0,81
42,52% 0,07
49,55% -0,06
5741,55% -0,07
9281,35% 0,00
Adıyaman, Kahramanmaraş, Malatya, Şanlıurfa ve Diyarbakır gibi bölgenin dört büyük ili arasında sıkışmış; yatırım pastasından pay almakta zorlanan, gelişme potansiyeli yüksek ancak gerekli ivmeyi henüz yakalayamamış bir şehir…
6 Şubat depremleriyle büyük bir yıkım yaşayan kent, yalnızca insanlarını, binalarını değil ekonomik pazarının büyük bölümünü de kaybetti. Kuru tarım ve düşük katma değerli tekstil sektörüyle ayakta durmaya çalışan Adıyaman’ın yeniden toparlanması için artık yapısal bir dönüşüm gerektiği dile getiriliyor. Bu dönüşümün adı ise “ büyükşehir ” statüsü.
Aşağıdaki analiz, Adıyaman’ın büyükşehir olmasının neden bir zorunluluk hâline geldiğini, şehrin mevcut dinamikleri ve bölgesel rekabet koşulları üzerinden ele alıyor.
Adıyaman: Büyük İller Arasında Sıkışan Ama Potansiyeli Yüksek Bir Kent
Coğrafi olarak 4 güçlü il arasında kalan Adıyaman, bölgesel rekabet açısından dezavantaj yaşıyor:
* Kahramanmaraş: Sanayi üssü; tekstil, metal, enerji.
* Malatya: Tarım-sanayi entegrasyonu, ihracat ağı.
* Şanlıurfa: GAP’ın merkezi, dev sulama projeleri.
* Diyarbakır: Bölgenin ticaret, lojistik ve kültür çekim alanı.
Bu iller, hem sanayi hem tarım hem de altyapı yatırımlarında Adıyaman’ın önüne geçiyor.
Adıyaman ise ekonomik hacim olarak 2017’den bu yana bölgesel performansta gerileyen iller arasında.
Deprem sonrası yıkım, bu geri kalmışlığı daha da derinleştirdi.
Ancak Adıyaman’ın asıl büyük kırılma noktası çok daha eskiye dayanıyor:
Türkiye’nin en büyük barajı olan Atatürk Barajı için bir ilçesini, onlarca köyünü ve binlerce hektar verimli arazisini feda eden Adıyaman, buna rağmen GAP sulama projelerinin dışında bırakıldı.
Bu durum, Adıyaman’ın bugün neden büyükşehir olması gerektiğinin en somut göstergesi hâline geldi.
ATATÜRK BARAJI’NA EN BÜYÜK BEDELLERİ VEREN İL: ADIYAMAN
Bir ilçesini verdi, suyu hâlâ tarlasına ulaşmadı
Atatürk Barajı’nın inşası sırasında:
Samsat ilçesinin eski yerleşimi tamamen sular altında kaldı,
Onlarca köy baraj gölüne dönüştü,
Binlerce aile göç etmek zorunda kaldı,
Bereketli Harran kuşağına eşdeğer tarım arazileri kaybedildi.
Böylesine büyük bir bedel ödeyen Adıyaman, GAP sulama kanalları planlanırken sulama hattının dışında bırakıldı.
Şanlıurfa, Mardin ve Diyarbakır dev sulama projeleriyle katma değer yaratırken, Adıyaman kuru tarıma mahkûm edildi.
Barajın kıyısında olup suyu tarlaya getirememek, Adıyaman’ın kaderi olmamalı.
DEPREM ADIYAMAN’IN EKONOMİK OMURGASINI KIRDI
6 Şubat depremlerinde:
* Sanayi tesislerinin önemli bir kısmı zarar gördü.
* Kent içi ticaret 2023–2024 döneminde %40’a yakın daraldı.
* Göç nedeniyle işgücü kaybı arttı.
* Konut ve altyapı maliyetleri belediyenin yükünü ağırlaştırdı.
* Tarımsal sulama yatırımlarındaki eksiklik, çiftçinin rekabet gücünü azaltmaya devam etti.
Bu tabloya rağmen Adıyaman, bölgesinin en sakin, en güvenli ve üretim disiplinine sahip şehirlerinden biri. Fakat mevcut idari yapı, kentin ihtiyaç duyduğu hizmet kapasitesini taşımakta zorlanıyor.
TARIMSAL SULAMA YOK, KURU TARIM KADER OLMAMALI
Adıyaman’ın GAP bölgesinde olmasına rağmen:
* Atatürk Barajı’na komşu olmasına rağmen suyu yeterince kullanamıyor,
* Kuru tarım verimi düşük,
* Katma değerli tarımsal üretim ile sulamaya dayalı modern tarım henüz yaygınlaşmadı.
Bugün Şanlıurfa sulamayla pamuk ve mısırda dev atılımlar yaparken, Adıyaman hâlâ “yağışa bağlı tarım” modeliyle rekabet etmeye çalışıyor.
Büyükşehir statüsü, tarımsal altyapı yatırımlarını hızlandırabilir; sulama, toplulaştırma, kırsal kalkınma projelerini tek merkezden yönetme imkânı sağlayabilir.
BÜYÜKŞEHİR OLMANIN GETİRDİĞİ STRATEJİK KAZANÇLAR
1-Daha Büyük Ekonomik Çekim Gücü
Büyükşehirlerde yatırım ortamı daha caziptir.
Kurumsal markalar, organize sanayi bölgeleri, lojistik firmaları ve uluslararası yatırımcılar büyükşehir statüsünü tercih eder.
Adıyaman için bu statü, fabrika sayısını artırma ve genç işsizliği azaltmada kritik rol oynar.
2-Güçlü Belediye Bütçesi ve Hizmet Kapasitesi
Büyükşehir belediyeleri:
* Daha yüksek bütçeye sahip olur,
* Emlak vergisi geliri artar,
* Kurumsal planlama güçlenir,
* Ulaşım, altyapı, su-kanalizasyon gibi projeleri daha profesyonel yürütür.
Adıyaman’ın 2025 sonrası artan kentsel yükü göz önüne alındığında bu kapasite artık zorunludur.
3 Merkezi Yönetimle Doğrudan Koordinasyon
Büyükşehirler:
* Bakanlıklarla daha etkili iletişim kurar,
* Büyük ölçekli projeler daha hızlı fonlanır,
* Şehirlerarası rekabette geri kalmaz.
Adıyaman’ın bugün DSİ, Karayolları, TOKİ ve bakanlık projelerinde yaşadığı gecikmelerin önemli nedeni orta ölçekli il” kategorisinde kalmasıdır.
4- Ulusal ve Uluslararası Vizyon: Fuar, Kongre ve Turizm
Nemrut Dağı gibi dünya mirasına sahip bir şehir büyükşehir olmalıdır.
Büyükşehir statüsü:
* Turizm yatırımlarını hızlandırır,
* Uluslararası etkinliklerin şehre gelmesini kolaylaştırır,
* Doğu-Batı turizm koridorunda Adıyaman’ı bir merkez yapabilir.
5-Genç Nüfus İçin İş ve Sosyal Alan Artışı**
Büyükşehirlerde:
* İş olanakları daha fazladır,
* Teknoloji, kültür, spor yatırımları çeşitlenir,
* Üniversite-şehir entegrasyonu güçlenir.
Adıyaman Üniversitesi’nin mevcut potansiyeli, büyükşehir statüsüyle daha görünür hâle gelebilir.
SONUÇ: ADIYAMAN İÇİN BÜYÜKŞEHİR BİR TERCİH DEĞİL, BİR ZORUNLULUK**
Adıyaman,
• Deprem sonrası yeniden kalkınma,
• Tarımsal sulamanın devreye alınması,
• Genç nüfusun şehirde tutulması,
• Ekonomik çeşitlenme,
• Ulusal ölçekte görünür bir merkez olma hedeflerine ulaşmak istiyorsa büyükşehir statüsüne ihtiyaç duyuyor.
Bu statü, Adıyaman'a sadece unvan kazandırmaz; şehrin geleceğini belirleyecek bir sıçrama etkisi yaratır.
Haber Analiz Ziya Bozkurt