Özgür Özel: Bir şehrin belediye başkanının ayağına kelepçe takmak akıl tutulması

Özel, CHP'nin Adıyaman'da düzenlediği Halk Buluşması'nda konuştu.  Özel, görevinden uzaklaştırılan Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere için bugün Adıyaman'da olduklarını belirtti ve şöyle konuştu:

"Güzelliği güneşinin doğuşunda, asaleti tarihinde saklı; acıyı da, umudu da en derinden yaşayan güzel insanların memleketi Adıyaman, hepinizi saygıyla selamlıyorum. 6 Şubat depreminde ilk haberi Adıyaman'dan aldık, haberi alınca açtım televizyonu, Adıyaman Valisi 'Karşıda bir apartman var, o yıkılmış' diyordu. 'Aman, inşallah bir apartmandır' dedik, güneş doğdu ve bir gördük ki Adıyamn yerle bir, 10 şehir yerle bir. En çok acının yaşandığı, en çok kaybın yaşandığı, hepimizin yüreklerini sızlatan Adıyaman'da deprem boyunca iki ay boyunca bölgede kaldım. Defalarca buraya geldim, gittim. En son ayrılırken 'iyi günlerde görüşelim' dedik. Sonrasında yerel seçimlerde, seçimden sonra belediyeyi kazandığınızda geldik, görüştük. Ama bugün yine burada bir üzüntüyle, bir acıyla, bir kızgınlıkla bir aradayız.

Bizi bugün burada toplayan, aslında bambaşka birisi. Benim iki dönem Mecliste birlikte çalıştığım, dürüstlüğüne, cesaretine, çalışkanlığına kefil olduğum, depremde defalarca geldiğimde hep bir enkazın başında buludğum, bir gün kendi 5 yaşındaki yeğenini, ablasını, eniştesini elleriyle enkazdan çıkarıp köyde defneden, taziye bile almadan Adıyaman'ın diğer enkazlarının başına koşan, benim sevdiğim, sizin evlat gibi kardeş gibi bağrınıza bastığınız Abdurrahman Tutdere için bugün bir aradayız.

"Abdurrahman, diğer rakiplerinin iki katından fazla farkla Adıyaman'a bu şehrin emini seçildi"

Abdurrahman Tutdere, milletvekiliydi, deprem yaşandı sonra ben genel başkan oldum. İllere görevlendirmeler yaptık, anketler ve çalışmalar yaptık, Allah biliyor ya, Adıyaman'dan çok da umudum yoktu. Çünkü burası Sayın Erdoğan'ın yüzde 65 oy aldığı bir şehir. Gelen, giden arkadaş rapor yazdılar bize, bir baktım rapora 'Genel başkanım, anket falan yaptırma. Adıyaman kararını çoktan vermiş, adayı belirlemiş ve gönlünde, aklında seçmiş; Abdurrahman Tutdere'. Aday ettik, bir sene önce Tayyip Bey'e yüzde 65 oy veren Adıyamanlı, iki oydan birini Abdurrahman Tutdere'ye verdi. Abdurrahman, diğer rakiplerinin iki katından fazla farkla Adıyaman'a bu şehrin emini seçildi, şehremini seçildi. Abdurrahman'a solcusu da sağcısı da milliyetçisi de muhafazakarı da oy verdi. Türk analar da mezarının başında ağıt yakarken 'Abdurrahman' dedi, Kürt analar da ağıt yakarken 'Abdurrahman' dedi. 'Bu şehre onu aday edin' dedi.

"Anketler gösteriyor ki, bir dahaki sefer Abdurrahman Tutdere Türkiye rekoruyla tekrar kazanacak Adıyaman'ı"

Bugün öyle bir durumdayız ki... Seçildiği andan itibaren bütün belediye başkanlarına, Adıyaman'a bir şey yapmanız lazım. Şöyle bir baktım, 98 parkı yeniden yapmış, onarmış ya da sıfırdan yaptırmış. 5 tane yeni kütüphane yapmış gençlere, kreş yapmış, halk ekmek fabrikası yapmış. 255 bin ton asfalt dökmüş bu şehre. AFAD'ın su götüremediği yere belediye olarak tanker tanker su taşımış. Memnuniyet anketinde baktık, yüzde 67 ile kendi kapsamındaki belediyelerde en yüksek memnuniyet oranında ikinci sırada. Ve şehir ondan razı. Bütün anketler gösteriyor ki, bir dahaki sefer Abdurrahman Tutdere Türkiye rekoruyla tekrar kazanacak Adıyaman'ı.

"Ekrem Başkan'ın da Abdurrahman Başkan'ın da sonuna kadar arkasındayız"

Hal böyle olunca, birileri büyük bir hazımsızlık yaptı. Zaten biliyorsunuz, 19 Mart darbe sürecinin içerisindeyiz. 31 Mart'ta 47 yıl sonra parti birinci parti olunca, Türkiye'nin yüzde 65'ini kazanınca, Ege'nin tamamını kazanınca, 7 bölgede il ya da büyükşehir belediyesi olan tek parti CHP olunca bunun önünü kesmek için bir darbeye giriştiler. Sizin çok sevdiğiniz ve 23'ünde de 15,5 milyon kişiyle arkasında durduğumuz Ekrem İmamoğlu Başkanımızı gözaltına aldılar, tutukladılar, Silivri'ye koydular. O günden bugüne, ilk gün demiştik ki birbirlerinin bir ay sonra yüzüne bakamayacaklar, ailelerinin bile yüzüne bakmaya utanacaklar. Ben, bugün Abdurrahman'ın evinden geliyorum. Güzel kızının, değerli eşinin, anasının, babasının, genel başkanın gözünün içine baka baka söylüyor; 'Sayın Genel Başkanım, iftira atıyorlar, kıskanıyorlar, o yüzden böyle yapıyorlar' diyor. Adıyaman'ın gözünün içine bakarak söylüyorum, Ekrem Başkan'ın da Abdurrahman Başkan'ın da sonuna kadar arkasındayız, namusumuz kadar kefiliz onlara. Ama bugün bir cenaze vardı. O cenazede Cumhurbaşkanı'nın oğlu, Cumhurbaşkanı'nın şimdi yurt dışında Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil etmekle görevlendirdiği büyükelçi, zamanın bakara makaracı bakanı, cenazede bile birbirinin yüzüne bakmıyorlar. Biz, CHP, birbirinin gözünün içine bakan, birbiriyle omuz omuza duran, birbirini seven, sayan, bu ülkeyi sevenlerin partisiyiz. Siz, birbirinin yüzüne bakamayanların, kuyusunu kazanların partisisiniz.

"Abdurrahman Başkan'a şöyle bir kumpas kurdular"

Şunu söyleyim, bir İletişim Başkanı vardı. İletişim Başkanı tabii Erdoğan'ı kızdırmış. Niye? 'Kardeşim, TRT elinde, Anadolu Ajansı elinde, bütün televizyonlar, gazeteler elinde. Devlet elinde ama 19 Mart'a adamlar darbe diyor, yapılan işe siyasi yargılama diyor, ben yolsuzluk diyorum, vatandaşın yüzde 25'i Erdoağn'a inanıyor, yüzde 75'i Özgür Özel'e inanıyor. Bir tane otobüsle, bir mikrofonu, 2,5 kanalı yenemediniz' diye fırça atmış ona. Şimdi onun yerine geçmek için RTÜK Başkanı ne kuyular kazdı ne taklalar attı, bütün Ankara biliyor. TRT değişecek, Anadolu Ajansı değişecek, cadı kazanı gibi birbirlerini karıştırıyorlar, kuyusunu kazıyorlar.

Bir yanda hapiste olmasına rağmen, tutsak olmasına rağmen Türkiye'nin geleceğini planlayan, iktidara hazırlayan Ekrem İmamoğlu, bir yanda birbirinin kuyusunu kazan, tükenmiş AK Parti iktidarı var.

Şimdi bu süreçte Abdurrahman Başkan'a şöyle bir kumpas kurdular; bir tane iftiracı var, suç örgütü lideri diyorlar, güya itiraf ediyor, onu salıyorlar, iftira attıklarını alıp içeri atıyorlar. Bu demiş ki, 'Ben Adıyaman Belediyesinden alacaklıydım, param birikti, gittim Abdurrahman Tutdere'yi gördüm, beni filancaya yolladı, onlar da benden paramı ödeme karşılığında rüşvet aldı' demiş. Tabii yalan.

"Bir yandan parayla o adama iftira attıranlar, bir yanda belediyeye kar ettiren Tutdere var"

Adıyaman'dan bütün Türkiye'ye söyleyelim, o kişinin Adıyaman'a geldiği, belediyeye girdiği, görüştüğü, telefonla görüştüğü bir tane kanıt yok, ispat yok. Dönüp de ödemelere bakıldığında, birikmiş de almadığı bir ödeme yok. Her ay ödemelerini düzenli almış, alacağı bitince de anlaşma bitmiş. Anlaşmayı Abdurrahman değil, ondan önceki AK Partili belediye başkanı yapmış. Ödemesinde, hak edişinde hiçbir birikme olmamış, hiç aksamamış, hiç hızlı ödeme almamış. Ödeme bitince ne olmuş biliyor musunuz? Abdurrahman, yeni ihale açmamış, belediyeye toplam 103 tane araç almış ve o ihaleyle yaptırılan işi, Adıyaman'ın belediyelerinin kendi işçilerine yaptırmış, dünya kadar tasarruf sağlamış.

Bir yandan parayla adama verip, o adama iftira attıranlar, bir yandan ihaleyi yapmayıp, araç alıp, belediyeye kar ettiren Abdurrahman Tutdere var. Hal böyle olunca tabii İstanbul'dan kalkıp buraya geldiler. Onlarca polisle birlikte evi sardılar, aldılar, baktılar burada yok. Ankara'ya gitmiş gece uçağıyla. Ankara'daki evi bastılar. Gidip oradan İstanbul'a götürdüler. Dünya kadar yalan attılar ama Tutdere'nin avukatları, ispatları koyunca ne yapacaklar? Bıraksa adı büyük, nasıl bırakacak? Ev hapsine koydular. Bir şehrin belediye başkanının ayağına kelepçe takıp, onu o şehirde evde tutmak, belediyeye gelmesine, sokağı gezmesine, hizmet etmesine engel olunması tam bir akıl tutunması."