DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Habertürk TV’de yeni çözüm süreci ve PKK’nin beklenen silah bırakma çağrısı hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Hükümetin, “toplumu rahatlatacak, kafalardaki soru işaretlerini, kaygıları giderecek, kimi gerekleri yerine getirmeleri gerektiğini ifade eden Bakırhan, “Şimdi silah dediler, hadi silah ortadan kalkıyor. Kongre toplandı, muhtemelen toplanan kongre süreçlerini de yakın zamanda duyacağız ama ben toplanan kongrenin sayın Öcalan'ın yapmış olduğu yol haritasına uygun sonuçlar içereceğini düşünüyorum. Yani onun dışında bir sonuç, onun dışında başka bir şey içereceğini düşünmüyorum. Dolayısıyla mesele silahsa, kongre ise çağrı yapıldı, kongre toplandı, yakın zamanda sonuçlarını açıklayacak. Birkaç gün içerisinde kongre kararları açıklanacak.”
Ana dilde konuşmanın bu ülkeyi bölmeyeceğini söyleyen Bakırhan,"Bu topraklarda, bu coğrafyada yaşıyoruz. Bizim kendi ana dilimizi konuşmamız bu ülkeyi bölmez. Zaten konuşuyoruz. Şimdi Türkçe konuşabilir mi? İçinizde bilenler varsa belki Nevzat Bey bilir. Dil hangi ülkeyi bölmüş? Dünyada binlerce dil var. 2000 civarında dil var. 200'e yakın, 200 küsur devlet var. Eğer dil bölseydi şimdi 2000 tane ulus devlet olması gerekiyordu. Dil bölmez. Dili inkar etmek böler. Dili yok saymak böler. O dili kullananları ötekileştiren aslında bölücüdür, bölmeye çalışıyor."
Suriye’deki Kürtlerin bir statü elde etmeleri durumunda Türkiye’ye tehdit oluşturmayacağını ifade eden Bakırhan özetle şöyle devam etti:
" İşte Suriye'de de bir çözüm olursa, Türkiye'den orada kimi haklara kavuşursa bu Türkiye için bir tehdit olur. Ben size soruyorum. Benden daha iyi bilirsiniz, yıllardır. Kürtler ne zaman Türkiye için tehdit olmuş? Lütfen tarihten tek bir örnek verin.
Sadece 24 Anayasasından sonra kimliği reddedildiği için hak aramıştır. Hakkını almak için çeşitli araç gelişlere başvurmuştur. O da büyük bir acı arkada bırakmıştır. Gerçekten Kürtler Türkiye ne zaman tehdit olmuş, ne zaman yarı yolda bırakmış, ne zaman çelme atmış? Cumhuriyet kurulurken Kürtler başka bir şey yapamaz mıydı? Yapabilirdi. Kürt temsilcileri bizim ülkemizdir bu, biz birlikte yaşıyoruz demedi mi?
Sayın Bahçeli'nin başlattığı tokalaşmayla birlikte başlattığı, işte her yerde çözüm istiyoruz, Türkiye çözümünü niye sağlamayalım sözü çok değerliydi, çok kıymetliydi. Biz onun hakkını verdik tabii. Sonrasına bunun yanıtının Sayın Öcalan'dan gelmesi de toplumu iyice umutlandırdı. DEM Parti de en başından beri doğru bir yerdeydi.”