10729,49%-0,92
41,19% 0,20
48,31% 0,61
4758,20% 1,43
7652,82% 1,73
Şap virüsünün SAT-1 varyantı ilk olarak İran'da görüldüğünü, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından bu durumun aylar öncesinden raporlandığına dikkat çeken Alsan, şunları söyledi:
“Türkiye'de ilk vaka 2 Mayıs'ta tespit edildi. 8 Mayıs'ta ise 1,5 milyon doz aşının sahaya sürüldüğü duyuruldu. Risk yönetimi yalnızca ilk müdahaleyle sınırlı değildir. Doğru yönetim, öngörülmeyen durumlara ve handikaplara da hazırlıklı olmayı gerektirir. Kurban Bayramı bu handikaplardan biriydi. Hayvan hareketliliği etkin ve doğru hesaplanamadı, sahada yeterli teknik personel bulunmadı, aşılamaların denetimi yapılmadı. Riskin her aşaması sistematik biçimde yönetilemedi. Bayram dönemi öngörüsüzlükle birleşince kriz daha da derinleşti.”
Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerinin mayıs ayından bu yana 13 milyon doz aşının sahaya ulaştırıldığı yönündeki açıklamalarına değinen Alsan, "Eğer ülkenin yüzde 60'ı risk altındaysa, en az 10 milyon hayvanın acil aşılanması gerekir. O halde gerçekte kaç hayvana aşı yapıldı? 13 milyon doz uygulandıysa, sorun neden bu kadar büyüdü? Saha gözlemleri birçok bölgede hayvanların aşılanmadığını, aşılananların da yeterli bağışıklık kazanmadığını ortaya koyuyor. Bu tablo, aşı tedariki ve uygulamasında ciddi zafiyetler olduğunu gösteriyor" dedi.
Alsan, devletin kriz anında üreticisinin ve köylüsünün yanında olması gerektiğini belirterek "Bilgi, teknoloji ve tecrübemiz olmasına rağmen vizyoner bir duruş gösterilemedi. İki yıl önce SAT-2 salgınında başarılı bir sınav verilmişti. Antrenmanlı olmamıza rağmen bugün aynı başarı tekrarlanamadı. Mevcut yönetim üreticinin ve köylünün yanında olduğunu kanıtlayamadı" ifadelerini kullandı.
Alsan, şap krizinin bilançosunun ağır olduğunu ifade ederek, "Hayvancılık sektöründe oluşan kayıpların telafisi zor. Vatandaşın emeği heba edildi, üretici ve köylü sahipsiz bırakıldı. 5 milyar dolarlık zararın hesabı hala verilebilmiş değil. Bu tablo, Türkiye'de değişim ihtiyacını açıkça ortaya koymaktadır" şeklinde konuştu.