Adıyaman Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Sayın Sırrı Öztürk, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen İklim Kanununu değerlendirdiği açıklamasında yasanın riski, nasıl uygulanması, taşıdığı öncelikler ve toplum üzerindeki etkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kanunun bazı maddelerinin dikkatle incelenmesi gerektiğine vurgu yapan Öztürk,açıklamasında şunları kaydetti:
“Bu çok önemli bir konu. Türkiye’de “İklim Kanunu” uzun zamandır gündemdeydi ve Meclis’ten geçtiğinde özellikle bazı maddeleri dikkatle incelenmeli. İklim Kanunu’nun temel amacı, sera gazı emisyonlarını azaltmak, yeşil dönüşüm sağlamak ve Türkiye’nin 2053 net sıfır karbon hedefine ulaşması için yasal çerçeve oluşturmaktır. Ancak, bu tür kanunların tehlikesi veya riski, nasıl uygulandığı, hangi öncelikleri taşıdığı ve toplum üzerindeki etkileriyle ortaya çıkar”dedi.
Öztürk, olası tehlikeler ve riskleri şu şekilde sıraladı:
1. Yeşil Süreç Bahane Edilerek Yeni Vergiler ve Zamlar:
-Karbon vergileri, emisyon vergileri veya benzeri uygulamalar getirilirse, enerji, ulaşım ve sanayi sektörlerinde ciddi zamlar olabilir.
-Bu durum, enflasyonist etki yaratabilir ve halkın enerjiye erişimini zorlaştırabilir.
2. Sanayi ve Küçük İşletmelere Yük:
-Kanunla birlikte gelen karbon sınırları veya sertifika zorunlulukları, özellikle küçük işletmeler için büyük maliyetler doğurabilir.
-Bu durum, rekabet gücünü zayıflatabilir.
3.Zorunlu Dönüşüm Maliyetleri:
-Yenilenebilir enerjiye geçiş, elektrikli araç zorunlulukları, enerji verimliliği yatırımları gibi dönüşümler için yüksek yatırımlar gerekecek.
-Bu yatırımların maliyeti tüketiciye yansıtılabilir.
4. Yabancı Fon ve Şirketlere Aşırı Bağımlılık:
-Yeşil finansman ihtiyacı artacağı için Türkiye’nin dış kaynak bağımlılığı büyüyebilir.
- İklim finansmanı bahanesiyle dış borçlar veya yabancı yatırımcıların baskıları artabilir.
5. Tarım ve Kırsal Hayata Olumsuz Etki:
-Tarımsal üretime karbon salınımı kısıtlamaları getirilirse, çiftçilerin üretim maliyetleri artabilir.
-Bazı bölgelerde tarım alanlarının kısıtlanması veya ormanlaştırma baskısı da olabilir.
6. Sosyal Eşitsizliğin Artması:
-Yüksek gelirli kesim yeşil dönüşüm maliyetlerini daha kolay karşılarken, düşük gelirli kesimler bu yükten daha çok etkilenebilir.
-“Yeşil Adalet” mekanizmaları zayıf olursa bu eşitsizlik büyüyebilir.
7. Küresel Şirketlerin Hakimiyeti:
-Karbon kredisi, yeşil sertifika ve teknolojik dönüşüm alanlarında genelde küresel devler hakim.
-Türkiye’deki sanayi ve ekonomi bu şirketlerin lisans, yazılım, patent veya teknoloji tekeline girebilir.