"Sorun Suçlu Aramakta Değil, Zinciri Görmezlikte"
Tarım yazarı ve fütürist Mine Ataman, Türkiye'de gıda fiyatlarındaki artışın yıllardır yanlış bir çerçevede tartışıldığını belirterek asıl sorunun "çiftçi–tüccar–market suçlamaları" üzerinden yürütülen sığ tartışmalar olduğunu vurguluyor. Ataman'a göre bu yaklaşım, kamuoyunda "suçlu kahramanlar döngüsü" yaratarak sorunu çözümsüz bırakıyor.
Ataman, yaşanan tabloyu "endişe enflasyonu" olarak tanımlıyor. Daniel Kahneman ve Harvard araştırmalarına işaret ederek belirsizliğin risk algısını büyüttüğünü, bu psikolojik baskının fiyatlara doğrudan yansıdığını ifade ediyor. Bu durum panik alımlarına, depolama davranışının değişmesine ve aracılar tarafından eklenen risk primlerinin artmasına yol açıyor.
Türkiye'de sık yapılan bir diğer hatanın, değer zincirindeki maliyetlerin "gereksiz" görülmesi olduğunu söyleyen Ataman, 2024 sonrası dünyada ham madde payının toplam maliyet içinde artık sadece %10–20 olduğunu hatırlatıyor. Bu nedenle gıda fiyatlarını anlamak için tüm zincirin şeffaf biçimde izlenmesi gerektiğini vurguluyor.
Ataman, her ay açıklanan TÜFE–ÜFE verilerine ek olarak "Aylık Gıda Değer Zinciri Şeffaflık Raporu" yayımlanmasını öneriyor. Gübre, mazot, enerji, sulama, lojistik, paketleme ve perakende paylarının açıkça paylaşılmasının, fiyatların nerede şiştiğini ortaya çıkaracağını belirtiyor.
Bir diğer yapısal önerisi ise Çiftçi Acil Durum Fonu. Bu fon ile bolluk yıllarında fiyat düşüşü yaşayan üreticinin gelir kaybının telafi edilmesi gerektiğini, aksi halde çiftçilerin üretimi bırakıp birkaç yıl sonra kıtlık riskinin tekrar ortaya çıktığını vurguluyor.
Ataman'a göre gıda enflasyonu Türkiye'nin kaderi değil.
Çözüm ise:
* Değer zincirinin şeffaflaştırılması,
* Psikolojik enflasyonun doğru yönetilmesi,
* Suçlu arama alışkanlığının terk edilmesi,
* Sürdürülebilir üretimin korunması.
"Ataman'a göre Türkiye çıkmazda değil, sadece çıkış yönünü değiştirmesi gerekiyor."