İlçede sorunlar biliniyor, yaşanıyor ve basın yoluyla sürekli gündeme taşınıyor. Buna karşın, çözüm üretmesi gereken aktörlerin neden sessiz kaldığı sorusu giderek daha yüksek sesle soruluyor.
Sorunlar Ortada, Peki Kim Neden Konuşmuyor?
Kâhta'da yaşanan sorunların yeni olmadığı, aksine uzun süredir herkesin bildiği başlıklar olduğu görülüyor. Buna rağmen yerel yönetimler, siyasi partiler, milletvekilleri, sivil toplum kuruluşları ve muhtarlar cephesinde ortak bir refleks oluşmaması dikkat çekiyor.
Kamuoyunda şu soru öne çıkıyor:
Sorunlar mı ağır, yoksa sorunlarla yüzleşmek mi zor?
İstişare Mekanizması Neden İşletilmiyor?
Kâhta'da geçmişte sınırlı da olsa yapılan istişare toplantıları, ortak akıl arayışları ve sorunların konuşulduğu zeminlerin bugün tamamen ortadan kalktığı ifade ediliyor. İlçenin temel meselelerinin masaya yatırılacağı, tarafların açıkça konuşacağı bir platformun bulunmaması, "İstişareden neden kaçınılıyor?" sorusunu beraberinde getiriyor.
Uzmanlar, istişarenin yokluğunun bir eksiklikten ziyade bilinçli bir tercih haline geldiğine dikkat çekiyor. Çünkü istişare; sorumluluk, takip ve hesap verme zorunluluğu doğuruyor.
Trafik ve Otopark: Görülüyor Ama Müdahale Yok
Kâhta'da trafik ve otopark sorunu günlük hayatı kilitlemiş durumda. Artan araç sayısına rağmen alternatif yolların açılmaması, otopark alanlarının oluşturulmaması ve kapsamlı bir trafik planının hâlâ gündeme alınmaması sorgulanıyor.
Vatandaşlar, "Bu tablo neden normalleştiriliyor?" sorusunu yöneltiyor.
Kaldırımlar Kimin, Kent Kimin?
İlçe merkezinde kaldırımların yayalar yerine araçlar ve işyerleri tarafından kullanılması, denetim ve yaptırım eksikliğini açıkça ortaya koyuyor. En temel kent hakkı olan yaya güvenliğinin neden korunmadığı sorusu yanıtsız kalıyor.
Altyapı ve Üstyapı Sorunları Neden Sürekli Erteleniyor?
Birçok mahallede yol, su, kanalizasyon ve çevre düzenlemesi sorunları devam ederken, yapılan geçici müdahalelerin kalıcı çözüme dönüşmediği belirtiliyor. Bu durum, "Sorunlar çözülmek mi istenmiyor, yoksa sadece öteleniyor mu?" sorusunu gündeme taşıyor.
Tarımda Sessizlik: Potansiyel Neden Sahipsiz?
Tarım kenti kimliğiyle öne çıkan Kâhta'da üreticilerin sulama, destekleme ve planlama sorunlarıyla yalnız bırakıldığı ifade ediliyor. Çiftçilerin neden düzenli olarak dinlenmediği, sorunlarının neden kurumsal bir istişare sürecine dönüşmediği kamuoyunda sorgulanıyor.
Turizmde Büyük Değer, Küçük Gündem
Nemrut Dağı başta olmak üzere dünya çapında değerlere sahip olan Kâhta'da turizmin ilçe ekonomisine yeterince yansımaması dikkat çekiyor. Tanıtım, ulaşım ve çevre düzenlemesi gibi temel başlıkların neden yıllardır aynı noktada kaldığı soruluyor.
STK'lar ve Muhtarlar Neden Sessiz?
İlçede faaliyet gösteren çok sayıda sivil toplum kuruluşu ve sendikanın, Kâhta'nın temel sorunları karşısında ortak ve güçlü bir tutum ortaya koymaması eleştiriliyor. Muhtarların ise geçmişte mahalle sorunları için daha aktif bir mücadele yürütürken, bugün neden daha pasif kaldıkları sorgulanıyor.
"Halk Buluşmaları" Sorunları Neden Görünmez Kılıyor?
Son dönemde milletvekilleri tarafından "Halk Buluşması" adı altında düzenlenen toplantılar da kamuoyunda sorgulanmaya başladı. İlçede yapılan bu toplantıların, Kâhta'nın yapısal ve kronik sorunlarının konuşulduğu gerçek istişare zeminleri olmaktan uzak kaldığı ifade ediliyor.
Vatandaşların bireysel taleplerinin –iş, tayin, yardım, kişisel beklentiler– bu toplantılarda daha baskın hale geldiği, trafik, tarım, turizm, altyapı ve kent planlaması gibi ilçeyi ilgilendiren temel sorunların ise ya arada kaynadığı ya da yeterince ele alınmadığı belirtiliyor.
Toplantılarda ilçenin genel sorunlarını dile getirmek isteyen birçok kişinin söz alamadığı, söz alsa dahi konunun hızlı biçimde geçiştirildiği yönünde eleştiriler dile getiriliyor. Bu durum, "Halk buluşmaları gerçekten halkın sorunları için mi yapılıyor, yoksa bireysel taleplerin sıralandığı dar alanlara mı dönüşüyor?" sorusunu gündeme getiriyor.
İstişare mi, Talep Kuyruğu mu?
Uzmanlar, bu tür toplantıların gerçek anlamda istişare sayılabilmesi için; sorun başlıklarının önceden belirlenmesi, söz almak isteyen herkese eşit imkân tanınması, dile getirilen sorunların kayıt altına alınması ve sonuçlarının kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini vurguluyor.
Aksi halde bu toplantıların, ilçenin geleceğini ilgilendiren sorunlarla yüzleşmekten kaçınılan, bireysel taleplerin öne çıktığı ve yapısal meselelerin geri plana itildiği organizasyonlara dönüştüğü ifade ediliyor.
Sorunlar Konuşulmayınca Sessizlik Derinleşiyor
Kâhta'da istişare mekanizmasının zayıflığına bir de bu tablo eklendiğinde, sorunların neden kronikleştiği daha net görülüyor. Gerçek sorunların konuşulmadığı, konuşulsa bile sonuç üretilmediği her toplantı, sessizliği daha da derinleştiriyor.
Bu durum, "Kâhta'da kim neden susuyor?" sorusunu bir kez daha gündeme taşıyor.
Sessizlik yalnızca konuşmamakla değil, konuşulması gerekeni bilinçli biçimde gündem dışı bırakmakla da oluşuyor.
Toplum Alışıyor mu?
Uzmanlar, Kâhta'da yaşanan en büyük tehlikenin sorunlara alışmak olduğuna dikkat çekiyor. Tepkisizliğin yaygınlaşması, sorunların normalleşmesine ve kalıcı hale gelmesine yol açıyor. Bu durum, "Sessizlik kimin işine yarıyor?" sorusunu kaçınılmaz kılıyor.
Yüzleşmeden Çözüm Olur mu?
Kâhta'da yaşanan sorunların çözümü için öncelikle yüzleşmenin şart olduğu vurgulanıyor. Açık, şeffaf, katılımcı ve sürekli bir istişare mekanizması kurulmadığı sürece; sorunların çözülmeye değil, ertelenmeye devam edeceği ifade ediliyor.