Tarih: 14.10.2025 13:40

Erdoğan: “Türkiye, büyük devlet olmanın ötesinde insanlığın vicdanıdır

Facebook Twitter Linked-in

Mısır'ın ev sahipliğinde, ABD Başkanı Donald Trump'ın daveti üzerine "Barış İçin Şarm el-Şeyh Zirvesi"ne katılarak Mısır'a yaptığı ziyareti tamamladığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvenin Orta Doğu'da barışa giden yolda yeni bir dönüm noktası olmasını diledi.

Hamas ile İsrail hükümeti arasındaki dolaylı görüşmelerin Gazze'de ateşkesle sonuçlanmasından duyduğu memnuniyeti daha önce dile getirdiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Müzakere sürecine olan katkılarımız ABD Başkanı Sayın Trump dahil birçok devlet başkanı tarafından da ifade edildi. Kendisi bu süreçte Mısır, Katar ve ülkemizin oynadığı rolün kayda geçirilmesi için bir bildiri imzalamayı önerdi. Varılan mutabakatın harfiyen uygulanması, bu süreçte Amerika'nın İsrail hükümeti üzerindeki etkisini sürdürmesi çok önemli." ifadelerini kullandı.

"Türkiye, büyük devlet olmanın ötesinde insanlığın vicdanıdır"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gazze'ye yardım konusunda Türkiye'nin uzun vadeli bir planı olup olmadığı ve söz konusu yardımların nasıl olacağı, yardımlar üzerinde İsrail'in denetimlerine karşı Türkiye'nin nasıl bir planı olacağının" sorulması üzerine, şunları kaydetti:

"Ateşkesin başladığı günden bu yana toplam 350 tırımız Gazze'ye girdi. Biz oraya sadece gıda, su, ilaç göndermiyoruz. Aynı zamanda kardeşliği gönderiyoruz, umudu gönderiyoruz. İlaç, barınma malzemeleri, hızlıca bölgeye sevk ediliyor. İnsani felaketin etkilerini hızlı bir şekilde nasıl ortadan kaldırabiliriz, bunun arayışı içindeyiz. Biz şu anda oraya bütün engellemelere rağmen AFAD'ımızla 10 bin civarında çadırı depolamış durumdayız.

Gazze'nin yeniden imarı son derece önemli. Kış gelmeden Gazzelilerin barınma ihtiyaçlarını gidermek için canla başla çalışacağız. Tabii burada Türk Kızılayına teşekkür ediyorum. AFAD'ımıza, TİKA'mıza, Sağlık Bakanlığımıza teşekkür ediyorum. Sivil toplum kuruluşlarımızla birlikte hepsi koordineli bir şekilde çalışmalarına devam ediyor. Orada sadece yaraları sarmayacağız. Aynı zamanda geleceği inşa edeceğiz. Bunun için de başta Ankara'daki şehir hastanelerimiz olmak üzere yaralıları bu merkezlerimize getirip orada tedavilerini yapıyoruz. Ankara değil, İstanbul'a göndermek isterlerse, İstanbul'daki şehir hastanelerimiz de kardeşlerimizin emrindedir. Oralarda da bu çalışmaları yapmaya hazırız."

"Kalıcı bir barış geleceğine kendimizi adamış bulunuyoruz"

Bir gazetecinin, "Türkiye'nin dünyanın değişik bölgelerinde barış ve istikrarın sağlanması için etkin bir rol oynadığını" belirterek, "Gazze'de bundan sonraki süreçteki aşamaların nasıl şekilleneceğini" sorması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "ABD Başkanı Sayın Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Sayın Sisi, Katar Emiri Sayın Al Sani ve şahsım dörtlü bir imza uygulaması yaptık. Attığımız bu imzalar sıradan değil. Bu imzalarla da artık bu barış iradesi tarihin kayıtlarına girmiş durumda." dedi.

Gazetecilere, Şarm el-Şeyh Barış Zirvesi Niyet Beyanı'nı okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Kalıcı Barış ve Refah İçin Trump Anlaşması. Biz aşağıda imzası bulunanlar, 2 yıl aşkın süredir devam eden derin acı ve kayıpları sona erdiren ve bölge için umut, güvenlik ile barış ve refah için ortak bir vizyonla tanımlanan yeni bir sayfa açan Trump Barış Anlaşması'na tüm taraflarca gösterilen tarihi taahhüdü ve anlaşmanın hayata geçilişini memnuniyetle karşılıyoruz. Başkan Trump'ın, Gazze çatışmasını sonlandırmaya ve Orta Doğu'ya kalıcı barış getirmeye yönelik samimi çabalarını destekliyor ve arkasında duruyoruz. Bu anlaşmayı, Filistinliler ve İsrailler dahil olmak üzere bölgedeki tüm halklar için barış, güvenlik, istikrar ve fırsat sağlayacak şekilde birlikte uygulayacağız. Kalıcı barışın hem Filistinlilerin hem de İsraillerin refah içinde yaşayabileceği, temel insan haklarının korunduğu, güvenliklerinin garanti altına alındığı ve onurlarının muhafaza edildiği bir sulh olacağı anlayışındayız. Anlamlı ilerlemenin ancak işbirliği ve devam eden diyalog yoluyla gerçekleşebileceğini, uluslar ve halklar arasındaki bağların güçlendirilmesinin bölgesel ve küresel barış ile istikrarın kalıcı çıkarlarına hizmet ettiğini vurguluyoruz."

Aralarında Hristiyanlık, İslamiyet ve Yahudiliğin de bulunduğu, kökleri bu topraklarda iç içe geçmiş inanç toplulukları için bu bölgenin derin tarihî ve manevi öneminin farkında olduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şiddetin ve ırkçılığın normalleştirildiği ya da radikal ideolojilerin sivil yaşamın dokusunu tehdit ettiği hiçbir toplum gelişemez. Aşırıcılığı mümkün kılan koşullara eğilmeyi ve kalıcı barışın temelleri olarak eğitimi, fırsat eşitliğini ve karşılıklı saygıyı desteklemeyi taahhüt ediyoruz. Bu vesileyle gelecekteki anlaşmazlıkların güç kullanımı veya uzun süreli çatışmalar yoluyla değil, diplomatik temaslar ve müzakere aracılığıyla çözülmesi yönünde taahhütte bulunuyoruz."

"Gazze'deki görev gücünde Mehmetçik yer alacak mı?" sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, görev gücünün yapısına dair değerlendirmelerin şu anda devam ettiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze'de yapılması gereken çok kritik işlerin olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gerek inşa gerek ihya konuları önemli. İnşa işleri ile ilgili 'Kimler bizimle beraber rol üstlenebilir' konusunu ele aldık. Körfez ülkelerinden tutun Amerika başta olmak üzere Avrupa ülkelerine varıncaya kadar hepsinin burada desteklerini istiyoruz, isteyeceğiz. İhya olayında da 'Neleri birlikte yapabiliriz' konusunu da liderlerle yaptığımız ikili görüşmelerde konuştuk. Aldığımız ilk izlenimler fena değil. Onlar da 'Biz burada rolümüzü üstleneceğiz' diyorlar. İnşallah verilen sözler yerine gelir. Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, Millî Savunma Bakanımız Yaşar Güler, MİT Başkanımız İbrahim Kalın başta olmak üzere arkadaşlarımız muhataplarıyla görüşecek. Ben de liderlerle temas halinde olacağım. 'Bu süreci nasıl işletebiliriz' bunun üzerinde duracağız."

"Sayın Trump ile kurduğumuz bu diplomasi çok önemli"

"İsrail'e güven olmayacağını az önce siz de vurguladınız. Ne yazık ki güvenilir bir taraf ülke değil. Önemli bir eşik aşıldı, bundan sonrası daha zorlu bir süreç. Bu süreçte bir ihlal olursa, yeniden bir bahane ve gerekçeyle tekrar saldırırsa İsrail'i anlaşmada kalmaya zorlamak için bir mekanizma kurulabilir mi? Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ya da başka bir formülle nasıl bir yol izlenebilir?" sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu yanıtı verdi:

"İnşallah Gazze'de şu an itibarıyla çatışmalar sona ermiş durumda. Bunun Sayın Trump tarafından ilan edilmiş olması çok çok önemli. Bu işin birinci derecede takipçisi Sayın Trump olacak. Bunu kendisiyle yaptığımız görüşmelerde de ifade etti. En son ayrılırken ayaküstü de 'Bu süreçte bana ne düşüyorsa, telefonla irtibatlarımızı kuralım ve bu telefon diplomasimizi ihmal etmeyelim' dedi. Görüşmelerimizi her seviyede sürdüreceğiz. Sayın Trump ile kurduğumuz bu diplomasi çok çok önemli. İnşallah bu hassasiyet içerisinde bunu devam ettireceğiz ve bir huzur ikliminin oluşturulması için ne gerekiyorsa inşallah yapacağız. Mısır'da bir araya gelen tüm ülkeler, bu huzur ikliminin güvencesi olacaktır."

"Suriye ile her alanda temaslarımız devam ediyor"

"Suriye ordusuna entegrasyonun yakın zamanda başlayacağı konusunda bazı bilgiler yansıdı. Dışişleri Bakanlığının da birtakım temasları oldu. SDG aynı zamanda Şam'da temaslarda bulundu. Siz acaba bu entegrasyonun, ne kadar yakın zamanda olacağını değerlendiriyor ve düşünüyorsunuz? Beklentiniz ne? Entegrasyon bir anda mı gerçekleşir, yoksa kademeli bir geçiş süreci olur mu?" sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"Suriye ile her alanda ve düzeyde kapsamlı temaslarımız devam ediyor. Suriye'nin ve bölgenin kazanımlarının korunması için yakın eşgüdüm ve işbirliğini güçlendirmekte de kararlıyız. Suriye Cumhurbaşkanı Sayın Ahmed Şara'yı, arkadaşlarını yalnız bırakmak diye bir durum söz konusu değil. Sık sık SDG'yi yanlış yollara tevessül etmemesi, Suriye'nin birlik ve bütünlüğüne destek olmaları konusunda da uyarıyoruz. Umarız, Suriye'nin toprak bütünlüğü, bir ve beraber, müreffeh geleceğe ulaşmaları yolunda tutum takınırlar."  

"SDG'nin Suriye ile bütünleşmesinin en kısa zamanda gerçekleşmesi, Suriye'nin kalkınma hamlelerini de hızlandıracaktır." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye yönetiminin, ülkenin bütün etnik ve dini unsurlarını kapsayan bir anlayışla geleceğe yürümesini takdirle karşıladıklarını, bunun hem Suriye'nin hem de Türkiye'nin çıkarına olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Suriye'yi yeniden çatışmaya sürüklemeye çalışanlar ise ne Kürtlerin ne Dürzilerin ne de Nusayrilerin iyiliğini istiyor. Malazgirt Meydanı'nda söylediğim gibi, yönünü Ankara'ya ve Şam'a dönenler kazanacak, kendilerine başka hamiler arayanlar kaybedecek." dedi.

"Belediyeleri düşürdükleri durum ortada"

"CHP'nin yolsuzluk soruşturmalarını gerekçe göstererek Avrupa Parlamentosu ülkelerine çağrıda bulunması ve Brüksel'de miting düzenlemesi Türkiye'nin uluslararası itibarını zedeleme çabası olarak değerlendirilebilir mi? En önemlisi CHP, Türk milleti nezdinde kazanamadığı meşruiyeti Avrupa'da mı arıyor? Özel, Brüksel'de kendilerine destek vermeyen Avrupalı bazı siyasetçileri işaret ederek 'Onları da not ediyoruz' şeklinde bir tehditte bulundu. Bunu nasıl değerlendirirsiniz?" sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu yanıtı verdi:

"CHP, bizi şaşırtmıyor. Bunlar, CHP için alıştığımız şeyler. Geçmişte de kendi halkından bulamadığı karşılığı hep yaban ellerde arardı. CHP'nin ne yaptığını ve neyi planladığını, CHP'yi yöneten kadrolar dahi anlamakta zorlanıyor. Belediyeleri düşürdükleri durum ortada. Belediyeleri çapsızlıklarıyla ne hale getirdikleri ortada. Trabzon'da söyledim, yurt dışına şikayet turları düzenliyorlar. Böyle rezillik olur mu? Biz aslında Sayın Özel'den, Avrupalı Türklerden özür dilemesini beklerdik. Biliyorsunuz 2 ay önce milletvekilleri çıktı, gurbetçilerimize, affedersiniz 'zırzop' dedi. CHP yönetiminden bu konuda bir açıklama, bir düzeltme gelmedi. Madem Brüksel'e gittin, en azından bunun için bir özür dile. Sayın Özel bu erdemi göstermediği gibi yoldaşlarına Türkiye Cumhurbaşkanı'nı yuhalatarak çok daha büyük bir skandala imza attı. Gerçekten çok yazık. Onlar Brüksel'de laf üretirken, biz Anadolu'da eser üretiyoruz. İşte o sıra ben Rize'deydim, öbür tarafta Trabzon'da açılışlar gerçekleştiriyordum. Bu hafta sonu 4 gün oraları dolaştık. Rizemizin derelerini dolaştım, bütün o mekanları gözden geçirdik ve bakan arkadaşlarımla, oraların tadını aldık. Ülkemizi sürekli dolaşarak inşallah halkımızla bütünleşmeye devam edeceğiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bazı belediyelerdeki yolsuzlukların ortaya çıkmasıyla yetki tartışmaları fazlasıyla gündemde. Milletin paralarının heba edilmesini önlemek amacıyla bir düzenleme yapılacağı hazırlığı konuşuluyor. Hangi aşamada, bu konuda ne söylemek istersiniz?" sorusunu "Zaten bizim yasalarımızda bu tür yolsuzluklar, çalma, çırpma durumlarıyla ilgili gerekli düzenlemeler var. Bu noktada yargı tarafından verilmiş herhangi bir yakalama kararı vesaire olduğu anda zaten yargımız gereğini yapar. Bu, yerel yönetimler kanununda da var. Bütün bunlar zaten gayrimeşrudur. Bunlarla ilgili olarak da kanunların emri her an yerine gelir ve biz de bunların üzerine kesinlikle gideriz. Çünkü belediyeler doğrudan millete hizmet etmenin ilk adımıdır. Bu makamlar millete hizmet için vardır, rant, yolsuzluk, israf için değil." diye yanıtladı.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —