DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, PKK'nin silah bırakma kararını tarihi bir adım olarak nitelendirdi. "Sürecin yüklediği ağır sorumluluğun farkındayız" diyen Doğan, demokratik siyasetin güçlendirilmesi çağrısı yaptı.
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısına ilişkin düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasına 15 Temmuz darbe girişimini anarak başlayan Doğan, darbe sonrası ilan edilen OHAL uygulamaları ve Kanun Hükmünde Kararnamelerin (KHK) yarattığı mağduriyetlerin halen giderilmediğini vurguladı.
Türkiye'nin "yeni bir yolun eşiğinde" olduğunu belirten Doğan, geçmişten ders çıkarılması gerektiğini söyledi.
"Silahlar tümden devre dışı bırakılmalı"
11 Temmuz'da Süleymaniye'de yapılan ve PKK'nin silah bırakma kararıyla sonuçlanan törenin tarihi bir anlam taşıdığını söyleyen Doğan, "Hiçbirimizin unutamayacağı bir gün olarak tarihe geçti. PKK'nin feshiyle birlikte silahlı mücadele dönemi sona erdi, demokratik siyaset öne çıktı. Bu tarihi adımın sorumluluğunun farkındayız" dedi.
Doğan, silahların kalıcı olarak devre dışı bırakılması ve demokratik siyaset zeminlerinin güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, "Zaman kaybetmeden gerekli mekanizmalar kurulmalı" çağrısında bulundu.
İmralı heyeti siyasi tura başlıyor
DEM Parti İmralı Heyeti'nin temaslarına başlayacağını açıklayan Doğan, ilk görüşmenin Adalet Bakanı ile yapılacağını, ardından Gelecek Partisi, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve 17 Temmuz'da CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile temasların gerçekleşeceğini belirtti. Görüşmelerin ardından Heyet'in İmralı'ya gideceğini söyledi.
"Komisyon çoğulcu ve işlevsel olmalı"
Kurulması planlanan çözüm komisyonuna ilişkin değerlendirmede bulunan Doğan, "Fonksiyonel, etkin ve kalıcı sonuçlar üretebilecek nitelikte bir komisyon olmalı. Temsiliyeti çoğulcu anlayışla oluşturulmalı" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tüm partilere yaptığı çağrıyı önemsediklerini belirten Doğan, "Tüm partiler üzerine düşeni yapmalı" dedi.
Çözüm sürecine ilişkin tutumlarını da açıklayan Doğan, "Biz bir müzakere ve diyalog partisiyiz. Türkiye'de eşit kardeşlik hukukunun inşasına inanıyoruz. Risk almaktan korkmuyoruz. Oy ya da seçmen kaygısıyla değil, yaşam siyasetini savunarak bu sürecin içindeyiz" dedi.
Bazı çevrelerce yürütülen tartışmalara tepki gösteren Doğan, "Bu tartışmaların nereden çıktığını ve ne amaçla yürütüldüğünü görüyoruz" diye konuştu.
"Demokratik siyasetle yeni bir hukuk inşa etmeliyiz"
Silahlı değil, demokratik yollarla çözüm üretilmesi gerektiğini vurgulayan Doğan, "Eşit, ayrım gözetmeyen, herkesin kendini güvende hissedeceği bir hukuk sistemine ihtiyacımız var. Bunu birlikte inşa edebiliriz" dedi. Doğan, bu sürecin yalnızca DEM Parti'ye bırakılmaması gerektiğini belirterek, tüm toplumsal kesimlere, kadınlara, gençlere, işçilere ve emekçilere sürece sahip çıkma çağrısı yaptı.
Sürecin tarihi bir fırsat olduğunu vurgulayan Doğan, "Şu an bir eşiğin tam kalbindeyiz. Hepimizin barış ve demokrasi hakkı var. Bu sürecin yüklediği sorumlulukları birlikte omuzlamalıyız" ifadelerini kullandı.
"Öcalan'ın özgürlüğü tartışmasızdır"
Gazetecilerin, Abdullah Öcalan'ın özgürlüğüne ilişkin sorusunu yanıtlayan Doğan, "Sayın Öcalan'ın özgürlüğü tartışmasız bir taleptir. Kendisi de ikinci video mesajında bunu net biçimde dile getirdi: 'Toplum özgürleşmeden birey özgürleşmez.' Bu talep sadece PKK'nin değil, toplumun da talebidir" dedi.