DEVA Partisi Adıyaman İl Başkanı Mehmet Anaç, asgari ücret tartışmalarına ilişkin yaptığı açıklamada, mevcut ekonomik tablonun işçiyi "hayatta kalma mücadelesine" ittiğini belirterek, asgari ücretin en az %50 oranında artırılması çağrısında bulundu.
DEVA Partisi Adıyaman İl Başkanı Mehmet Anaç, asgari ücret tespit süreci ve ülkedeki ekonomik gidişata dair sert eleştirilerde bulundu. Çalışanların enflasyon karşısında yoksullaştığını vurgulayan Anaç, asgari ücretin siyasi bir hesap değil, insan onuruna yaraşır bir yaşam hakkı olması gerektiğini ifade etti.
"Ücret Daha Cebe Girmeden Eriyor"
Hükümetin ekonomi politikalarını eleştiren Anaç, artan kira, gıda ve enerji maliyetlerinin dar gelirli vatandaşın belini büktüğünü söyledi. "Milyonlarca emekçi bugün çalıştığı hâlde yoksul bırakılmaktadır" diyen Anaç, şu ifadeleri kullandı:
"Enflasyonun ve fahiş zamların sorumlusu olmayan işçiler, bu kötü yönetimin bedelini sofralarından keserek ödemeye zorlanıyor. Hükümetin açıkladığı asgari ücret, daha cebe girmeden enflasyon karşısında erimekte; kira ve temel ihtiyaç zamlarıyla adeta buharlaşmaktadır. Asgari ücret artık bir geçim ücreti değil, hayatta kalma mücadelesine dönüşmüştür."
DEVA Partisi'nden Üç Maddelik Talep
Mehmet Anaç, DEVA Partisi olarak asgari ücret konusundaki çözüm önerilerini ve taleplerini üç ana başlıkta sıraladı:
Gerçek Enflasyon: Ücret artışları, resmi verilerle değil halkın hissettiği gerçek enflasyon esas alınarak belirlenmelidir.
Temel İhtiyaç Odaklılık: Ücret, bir ailenin tüm temel ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde olmalıdır.
Dinamik Güncelleme: Asgari ücret yılda bir kez değil, enflasyon karşısında eridikçe düzenli aralıklarla güncellenmelidir.
"En Az %50 Artış Şart"
Rakam vererek taleplerini netleştiren İl Başkanı Anaç, "Asgari ücret net olarak en az %50 artırılmalıdır. Bu rakam bir lütuf değil, emekçinin alın terinin karşılığıdır. Asgari ücretli vatandaşımız sadaka değil, adalet istiyor" dedi.
"Adil Ücret, Güçlü Ekonomi"
DEVA Partisi iktidarında emek sömürüsüne son verileceğini vaat eden Anaç, açıklamasını şu sözlerle noktaladı: "İşçiyi enflasyona ezdiren, yoksulluğu kader gibi sunan bu anlayışı kabul etmiyoruz. Güçlü ekonomi, ucuz emekle değil; adil ücretle olur. Çalışanları yoksulluğa mahkûm etmeyecek bir düzeni kurmak anayasal bir sorumluluktur."