Aydın, yakın coğrafyada yaşanan gelişmelerin dikkatle okunması gerektiğini ifade ederek, çatışmalardan kimin kazançlı çıktığına bakmanın hakikate ulaşmanın en kısa yolu olduğunu söyledi.
"Suriye'deki istikrarsızlıktan kazançlı çıkan aktör İsrail'dir"
Suriye özelinde değerlendirmelerde bulunan Aydın, istikrarsızlıktan beslenen ve bu kaosu stratejik avantaja dönüştüren aktörün açık biçimde İsrail olduğunu dile getirdi. Çevre ülkelerin zayıflamasının İsrail'e askerî, siyasi ve ekonomik nüfuz alanı açtığını belirten Aydın, Suriye'de süregelen istikrarsızlığın da bu ülkenin hareket serbestisini ve operasyonel derinliğini artırdığını ifade etti.
Aydın, "Her yeni gerilim Suriye halkına kaybettirirken, İsrail'e alan açmaktadır. Suriye'nin yeniden bir iç savaşa sürüklenmesi yalnızca Suriyelilerin değil, tüm bölgenin aleyhinedir" dedi.
Somaliland ve Afrika Boynuzu uyarısı
Benzer bir yaklaşımın Somaliland hattında da görüldüğünü kaydeden Aydın, İsrail'in Afrika Boynuzu'ndaki artan faaliyetlerinin, Kızıldeniz ve Doğu Akdeniz ekseninde Türkiye'nin istikrar odaklı çabalarını zayıflatmayı hedeflediğini belirtti.
"Terörsüz Türkiye süreci dar bir güvenlik başlığı değildir"
Bu çerçevede Terörsüz Türkiye sürecinin salt bir iç güvenlik meselesi olarak ele alınamayacağını vurgulayan Aydın, sürecin bölgesel istikrarı önceleyen ve dış müdahalelere karşı yüksek farkındalık gerektiren stratejik bir zemine sahip olduğunu söyledi.
Suriye'de diplomatik kanalların kapatılmasının yeni çatışmalar üreteceğini belirten Aydın, uzlaşının ise kapsayıcı bir toplumsal sözleşmenin önünü açacağını ifade etti. Bu noktada SDG'nin Suriye devletiyle entegre olmasının, istikrarın tesisi açısından kritik önemde olduğunu kaydetti.
"10 Mart Mutabakatı temel referanstır"
Aydın, 10 Mart Mutabakatının bu sürecin temel referansı olduğunu belirterek, mutabakata sadakatin toplumsal barışın yeniden inşasını mümkün kılacağını söyledi. Geçmiş Baas rejiminin özellikle Kürtlere yönelik yok sayma ve baskıcı politikalarından ders çıkarılması gerektiğini vurgulayan Aydın, yeni Suriye'de Arapların, Kürtlerin ve Türkmenlerin haklarının anayasal ve fiilî güvence altına alınması gerektiğini ifade etti.
"Normalleşme artık ertelenmemeli"
Suriye'de insanların güven ortamında evlerine, işlerine ve gündelik hayatlarına dönmesinin artık ertelenmemesi gerektiğini belirten Aydın, aksi her senaryonun Suriye'yi Lübnanlaştırma riskini büyüteceği uyarısında bulundu. Lübnan'da yıllardır süren zayıf devlet yapısı ve dış müdahalelerle beslenen kriz ortamının, İsrail tarafından nasıl kullanıldığının bilindiğini hatırlattı.
"Türkiye istikrardan yanadır"
Türkiye'nin bu nedenle yaptığı uyarıların ve yürüttüğü diplomatik çabaların hayati önemde olduğunu söyleyen Aydın, Türkiye'nin istikrardan yana olduğunu vurguladı. Aydın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın güçlü liderliği ve Devlet Bahçeli'nin kararlı duruşu sayesinde başlatılan Terörsüz Türkiye sürecinin, ne denli isabetli ve stratejik bir devlet aklını barındırdığının bugün daha net görüldüğünü ifade etti.
Aydın, sürecin başarıya ulaşması için dikkatli, temkinli ve ferasetli olunması gerektiğini, bölgeyi yeniden ateşe atmak isteyenlerin planlarını bozarak birlik ve kardeşlik içinde herkesin kazandığı ortak bir geleceğin inşa edilebileceğini sözlerine ekledi.