Tarih: 02.09.2025 22:06

Adıyaman'da Barış Yürüyüşü

Facebook Twitter Linked-in

Adıyaman Emek ve Demokrasi Platformu,1 Eylül Dünya Barış Günü'nde Mimar Sinan Kültür Parkı önünde toplanarak Eski Hükümet Konağı Binası'na (Kent Meydanı) kadar yürüyüş düzenlendi.

Yürüyüşün ardından platform adına açıklama yapan İHD Başkanı (İnsan Hakları Derneği) Av. Bülent Çınar,açıklamasında şu ifadeleri kaydetti:

"1 Eylül, Almanya'nın Polonya'yı işgaliyle başlayan 2. Dünya Savaşı'nın yıldönümünde tüm dünyada Dünya Barış Günü olarak kutlanmaktadır. Birleşmiş Milletler, barış hakkını bir insan hakkı olarak tanımlamış ve tüm devletlere bu hakkı güvence altına alma sorumluluğu yüklemiştir."

"Bugün ise Filistin'den Ukrayna'ya, Sudan'dan Myanmar'a kadar birçok yerde savaş ve çatışmalar devam etmekte; binlerce sivil yaşamını yitirmektedir. Özellikle İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları, gıda yardımlarının engellenmesi ve çocukların yaşamını kaybetmesi insanlık adına kabul edilemezdir."

"Yaşadığımız coğrafyada da devletin Kürt sorununa güvenlikçi yaklaşımı, yıllardır süren acı ve kayıpların temel nedeni olmuştur. Oysa demokratik yollarla çözüm için geçmişte önemli barış girişimleri yaşanmış, bu süreçte silahların susması toplumda büyük bir umut yaratmıştır. Barış sürecinin yeniden başlaması için tüm tarafların eşit ve özgür bir şekilde sürece dahil edilmesi, uluslararası hukuk ve geçiş dönemi adalet ilkelerine uygun mekanizmaların kurulması gerekmektedir."

"Bugün Türkiye'de ifade ve örgütlenme özgürlüğü önündeki engeller, siyasi tutsakların hapishanelerde tutulması, hasta mahpusların tedavi ve tahliye haklarının engellenmesi, kayyım uygulamaları ve İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme gibi kararlar barışın önünde ciddi engellerdir."

"Bizler, barışın kalıcı hale gelmesi için:

Siyasi mahpusların serbest bırakılmasını,

Terörle Mücadele Yasası'nın kaldırılmasını,

İfade ve örgütlenme özgürlüğü önündeki tüm engellerin kaldırılmasını,

Hasta mahpusların tahliye edilmesini,

Kürt halkının varlığının ve haklarının anayasal güvenceye alınmasını,

Anadilde eğitim hakkının tanınmasını,

Kayyım uygulamalarına son verilmesini,

İstanbul Sözleşmesi'ne geri dönülmesini,

Uluslararası sözleşmelerin eksiksiz uygulanmasını talep ediyoruz."

"Unutulmamalıdır ki barış sadece Kürtlerin değil; Türklerin, Arapların, Lazların, Çerkeslerin ve tüm halkların ortak geleceğidir. Bu taleplerin tümünün barışla doğrudan bir ilgisi vardır. İfade ve örgütlenme özgürlüğü sağlanmadan barış gerçekleşemez. Bu nedenle insan hakları savunucuları olarak bu 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde de barış isteğimizi yüksek sesle dile getiriyoruz. Topluma dayatılan tekçi, ırkçı, milliyetçi ve ötekileştirici politikaların ve nefret dilinin son bulması için siyasal iradeyi insan haklarına dayalı barışçıl politikalar geliştirmeye çağırıyoruz."




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —